Hamburg Göçmen Kadınlar Derneği olarak, Göçmen Kadınlar Birliği’nin başlattığı Korona Günlerinde Birlikte Okuyalım kampanyası çerçevesinde 15 kadınla birlikte Jose’ Saramago’nun “Körlük” adlı eserini okuduk ve online platformda buluşup, değerlendirmesini yaptık.
Eser genelde ürkütücü ve karamsar bulundu. Bazılarımız bulunduğumuz pandemi döneminden dolayı romandan farklı etkilendiklerini belirttiler.
Kurulu sistemin ne kadar acımasız, aciz ve vahşi olduğunu, aynı zamanda yardıma muhtaç olanların da aynı durumda olanlara bile acımasız ve vahşi davranabildiklerini gördük.
Karakterlerin isimsiz olması ve yer belirtilmemesi bize hayatımızdaki çeşitli insan modellerinin anlatılmış olduğunu anımsattı.
En etkileyici, üzücü olan bölüm, zaten az olan yemek kavgasının bir çeteyi ortaya çıkarması ve çetenin yemek karşılığında önce eşyalara sonra kadınlara göz dikmesiydi. Kadınlar bu isteğe itiraz ederler. Erkekler de. Fakat açtırlar ve açlık önemlidir. Kadınlardan bir kısmı duruma razı olur. Çetenin üyeleri kadınlara tecavüz ederler. Tecavüzler yemeği sağlayınca, “Daha çok yemek için kadınlar daha çok yatsın” demeye başlar erkekler. Kadınlar birbirlerine kuvvet vererek acılarını azaltmaya çalışırlar.
Kitaptaki “beyaz” körlük mecaz kullanımıyla birçok insanın gerçekleri görememesi; sadece duyarlı, anlayışlı, zeki, yapıcı ve mücadeleci bir azınlığın gerçek görenler olduğu anlatılmış.
Sonuç olarak bu kitapla hayatımızda örgütlenmenin, birlik, beraberliğin ne denli önem taşıdığını tekrar hatırladık.
Şimdi yeni bir kitabı birlikte okuyoruz. Okuma grubumuzu sürekli kılmayı da düşünüyoruz.
Kitabı okumayanlar için bu küçük notu da buraya iliştirelim:
Adı bilinmeyen bir ülkenin adı bilinmeyen bir kentinde, arabasının direksiyonunda trafik ışığının yeşile dönmesini bekleyen bir adam ansızın kör olur. Ancak karanlıklara değil, bembeyaz bir boşluğa gömülür. Arkasından, körlük salgını bütün kente, hatta bütün ülkeye yayılır. Ne yönetim kalır ülkede, ne de düzen; bütün körler karantinaya alınır. Hayal bile edilemeyecek bir kaos, pislik, açlık ve zorbalık hüküm sürmektedir artık. Yaşam durmuştur, insanların tek çabası, ne pahasına olursa olsun hayatta kalmaktır. Roman, kentteki akıl hastanesinde karantinaya alınan, oradan kurtulunca da birbirinden ayrılmayan, biri çocuk yedi kişiye odaklanır. Aralarında, bütün kentte gözleri gören tek kişi olan ve gruptakilere rehberlik eden bir kadın da vardır. Bu yedi kişi, cehenneme dönen bu kentte, hayatta kalabilmek için inanılmaz bir mücadele verir. Saramago’nun müthiş bir gözlem gücüyle betimlediği bu kaotik dünya, insanın karanlık yüzünün simgesi.
Körlük, ürkütücü bir roman, beklenmedik bir felaketi yaşayan bir toplumun nasıl çöktüğünün, nasıl bencilleştiğinin ve değer yargılarını yitirdiğinin hikâyesi. Konusunun ürkütücülüğüne rağmen olağanüstü bir şiirsellikle anlatılmış bu unutulmaz roman, usta yazarın belki de en etkileyici yapıtı.
(Körlük Jose Saramago KIRMIZI KEDİ YAYINEVİ tanıtım yazısından)