KENDİNİ GÖSTER! DIŞARI ÇIK!

8 Mart’a grevle girilecek

Sevinç Sönmez

Geçmiş yıllara göre bu yıl sendikalar 8 Mart eylemlerine daha farklı katılmaya hazırlanıyorlar. Ver.di, Sosyal ve Eğitim Hizmet işkolunda devam eden TİS görüşmeleri nedeniyle tam günlük uyarı grevine çağrı yaparken diğer sendikalar özellikle minijob’lardaki ücret sınırının yükseltilmesini eleştiriyorlar. Kadın ve erkek işçiler arasındaki eşitsizlik de sendikaların gündeminde. Kadınların çalışma yaşamında şans eşitliğini ve toplumsal eşitlik için ekonomik bağımsızlıklarını öne çıkaran DGB, “dönüşüme kadınlar damgasını vurmalı” diyor.

Son birkaç yıldır 8 Mart’ta “Kadın Grevi” yapılması talebi sıkça gündemdeydi. Almanya’da sendikalar, “TİS dönemi dışında grev çağrısı politik grev olur” diyerek ve “politik grevi gerekli kılan bir durum yok” görüşünü savunarak önemli oranda bu talebin dışında kalmışlardı.

“Önemli oranda” diyoruz birçok konuda olduğu gibi bu konuda da sendikaların resmi politikalarına karşın “grev çağrısı” yapan -sınırlı sayıda olsa da- sendikal birimler olmuştu.

Fakat bu yıl durum farklı, en azından Birleşik Hizmet Sendikası Ver.di’nin örgütlü olduğu “Sosyal ve Eğitim Hizmetleri” (Sozial- und Erziehungsdienste- SuE) işkolunda toplu iş sözleşmesi (TİS) süreci devam ediyor.

TİS, 1,6 MİLYONU ETKİLEYECEK

TİS görüşmeleri ilk etapta yerel kamu kurumlarında çalışan 330 bin emekçiyi ilgilendiriyor. Bunların çoğunluğu çocuk eğitimi veya bakımında çalışıyor. Bu görüşmeler aynı zamanda sosyal hizmet alanında çalışan 55 bin ve engelli yardımı alanında çalışan 30 bin emekçi için yapılıyor. Yani Ver.di 415 bin kişi için TİS görüşmesi yapıyor.

Bu TİS görüşmelerinin “püf noktası” denebilecek bir yanı ise TİS sonuçlarının genelde “Caritas” gibi diğer “sosyal işverenler” tarafından da üstlenildiği için, TİS görüşmelerinin düşünüldüğünden çok daha fazla insaetkiliyor olması. 

Ver.di’nin verdiği bilgiye göre Almanya genelinde sosyal ve eğitim hizmetlerinde toplam 1,8 milyon kişi çalışıyor. Dolayısıyla Ver.di 1,8 milyon kişi için görüşmeleri sürdürüyor. Özellikle kiliselere bağlı Caritas, Diakonie ve diğer kurumlarda grev hakkı pratik olarak olmadığından TİS görüşmelerinin asıl sorumluluğunu devlete ait kurumlarda çalışan emekçiler omuzluyor.

“BU BİR KADIN GREVİ OLACAK”

TİS görüşmelerinin gerçekten “püf noktası” denebilecek yanı ise bu alanda çalışan emekçilerin 1,4 milyonunun kadın olması. Bu nedenle de Ver.di başta kadınlar olmak üzere herkesi, 25 Şubat günü başlayan TİS görüşmelerini takip etmeye ve desteklemeye çağırıyor. 

Almanya çapındaki düzenlenecek olan ilk eylem ise 8 Mart’ta yapılacak!

8 Mart’taki eylem gününe “Kendini göster! Dışarı çık! Yüksek sesli ol! Renkli ol! Yaratıcı ol!” (“Zeig Dich! Geh raus! Sei laut! Sei bunt! Sei kreativ!”) sloganıyla çağrı yapan Ver.di, yayınladığı bildiride şöyle diyor: “8 Mart 2022 bizim için özel bir gün. Bu yıl, Dünya Kadınlar Günü’nde eylemlerimizin merkezinde olan sosyal ve eğitim hizmetlerine verilen değeri artırma (“Aufwertung”) konusuna odaklanacağız. Dünya Kadınlar Günü’nün kökleri, kadınların sendikal mücadeleleri ve kadın grevleri geleneğinde yatmaktadır. Bununla bağ kuruyoruz” 

“Mesele Ekmek ve Gül’dür” denilen açıklamada, kadınların 100 yıl önce olduğu gibi bugünde daha fazla saygı, daha fazla eşitlik ve eşit ücret için mücadele ettikleri belirtilirken, “Çalışanların çoğunlukla kadınların olduğu mesleklere, çoğunlukla erkeklerin çalıştığı mesleklere göre hâlâ daha az saygınlık gösteriliyor ve daha kötü ücret şartları hakim. Sosyal ve eğitim hizmetleri için bu özellikle geçerlidir” denildi.

Sosyal ve eğitim hizmetlerinde çalışanların neredeyse tamamının kadın olduğu bildirilen çağrıda, sözde kadın mesleklerinde yaşanan kötü durumun sistematik olduğuna dikkat çekiliyor ve çalışma ve ücret koşullarının iyileştirilmesi, kalifiye eleman eksikliğini aşmak için etkili önlemleri alınması gibi konuların on yıllardır ertelendiği bildiriliyor. 

“Şimdiye kadar eksik olanı hep birlikte talep etme zamanıdır” denilen açıklamada, “Bu bir kadın grevi olacak” deniliyor.

Ver.di sendikası 8 Mart’ta resmen uyarı grevine çağrıyor.

Sosyal ve Eğitim Hizmet işkolunda TİS görüşmeleri işverenlerin, daha ilk görüşmede ver.di sendikasının ana taleplerini “gerçekleştirilmesi zor” diyerek ret etmesi, çalışanlarda öfkeye yol açtı. Ver.di sendikası, hazırlıklı olduğu üzere t Sosyal ve Eğitim Hizmet işkolu çalışanlarını 8 Mart’ta uyarı grevine çağırdı.

Ver.di Sendikası ikinci başkanı Christine Behle yaptığı açıklamada “işverenlerin ilk görüşmede varolan fırsatı değerlendirmemeleri ve çalışanların yüklerini hafifletecek talepleri ret etmeleri çalışanlar arasında hayal kırıklığı yarattı” dedi. İşverenlerin bu tutumunun işyerlerinde gündemde olan can alıcı koşulları ciddiye almadıklarını ifade ettiğini söyleyen Behle, son iki yılda, pandeminin de yarattığı özel koşullarda çalışmak zorunda kalan çalışanların kendilerini yarı yolda bırakılmış hissettiklerini ve bunun da öfke yarattığını, çalışanların şimdi talepleri için daha ısrarlı mücadele edeceklerini belirtti. Ver.di bu nedenle ülke genelinde kreşler, sosyal hizmetler ve engellilere yönelik yardım kuruluşlarında çalışan tüm çalışanlarını 8 Mart’ ta resmen greve çağırdı. 

İşverenler, daha ilk görüşmede öncelikle, 170.000 uzman kadro eksikliği yaşanan kreşlerde çalışanların koşullarını iyileştirmek üzere öne sürülen talepleri ret ettiler. Sosyal ve Eğitim Hizmetleri alanında yıllardır kötü çalışma koşulları ve ödenen düşük ücretlerden dolayı sıklıkla eleman değişmesi ve  dolayısıyla uzman kadro  eksikliği gündemde. Bu yüzden ver.di sendikası, bu TİS görüşmelerinde iş koşullarının iyileştirilmesini, uzman kadro eksikliğinin giderilmesini ve bu alanda ki mesleklerin ücret anlamında tanınmasını talep ediyor. İşverenler ise tam da bu taleplere karşı tutum aldılar.

Kamusal alanda ki sosyal mesleklerin ücretlerinin erkeklerin ağırlıklı olarak çalıştığı meslek gruplarıyla eşitlenmesinin özellikle önemli olduğunu vurgulayan Behle, “günümüzde aynı değerde diplomalara sahip olmalarına rağmen, bir sosyal hizmet uzmanının bir mühendisten daha az ücret alması anlaşılır değil” dedi. 

TİS’lerin kapsadığı sosyal mesleklerde çalışanların yüzde 83’ü,  kreşlerde çalışan eğitimcilerin ise yüzde 94’ü kadınlardan oluşuyor. Bu TİS süreci bu yüzden iş yaşamında eşitliğinin cinsiyet eşitliğinin sağlanması mücadelesi de aynı zamanda. Bu yüzden ver.di, dünya emekçi kadınlar gününde ülke genelinde grev çağrısı yapıyor. Behle, “işverenler bu uyarıyı ve çalışanların taleplerini ciddiiye alırlarsa iyi ederler” diyor.

Göçmen Kadınlar Birliği de bu iş kolunda çalışan üyelerine greve katılma çağrısı yaparken diğer üyelerinde de  bulundukları her yerde Sosyal ve Eğitim Hizmetleri alanında devam eden mücadeleyi bizzat grev yerlerine giderek destekleme çağrısında bulundu. 

Ver.di: Minijob’lara hayır!

SPD/FDP/Yeşiller koalisyon hükümeti, asgari saat ücretini 1 Ekim 2022’den itibaren 12 Euro’ya çıkarma vaadi vermişti. Geçtiğimiz günlerde bakanları kurulu bunu kararlaştırdı. Bu asgari ücretle çalışan ve saat ücreti 12 Euro’nun altında olan milyonlarca kadın ve erkek işçi için güzel bir haber. Ama her zaman olduğu gibi bu kez de hükümet, bu iyileştirmeye karşılık ağır bir fatura çıkarıyor.

1 Ekim 2022’de asgari saat ücretin düzeyi yükselirken “Minijob” ve “Midijob” diye bilinen iş sözleşmelerini düzenleyen yasa da değişecek. Buna göre Minijob’larda ücret sınırı aylık 450 Euro’dan 520 Euro’ya, Midijob’lar da ise aylık 1300 Euro’dan 1600 Euro’ya çıkarıldı.

İMZA KAMPANYASI

Asgari saat ücretinin yükseltilmesi karşılığında özellikle Minijob’ların ücret üst sınırının yükseltilmesini sendikalar, “bu bedel yüksek” diye reddediyorlar. Ver.di sendikası hükümetin planlarından vazgeçmesi için bir de imza kampanyası (bkz.: www.verdi.de/) başlattı. Kampanya diğer sendikalar tarafından da destekleniyor. 

Yaklaşık yüzde 70’inin kadın olduğu Minijob’lar da çalışanların birçok haktan yoksun bırakıldığını bildiren Ver.di, üst sınırın yükseltilmesiyle bu tür düşük ücretli ve güvencesiz işlerin yine yaygınlaşacağına dikkat çekiyor. Ayrıca bu tür işlerde çalışanları, “yaşlılıkta yoksulluk” beklediğine vurgu yapılan Ver.di açıklamasında, hükümetin bu planlarından vazgeçmesini, kazanılan ilk Euro’dan itibaren tam sosyal güvenceli çalışma koşulları sağlanmasını talep ediliyor.

DGB: Dönüşüm kadınlardan yana olmalı

Pandeminin, “kadın ve erkek arasındaki ücretsiz bakım ve ücretli iş dağılımındaki dengesizliği” artırdığına vurgu yapılarak başlayan DGB (Alman Sendikalar Birliği) 8 Mart çağrısında, çalışma yaşamında gündemde olan temel dönüşüm (dijitalleşme), kadın istihdamı üzerinde gözle görülür bir etki yarattığına dikkat çekiliyor. Aynı zamanda dijitalleşmeyle birlikte işlerin de yeniden organize edileceği ifade ediliyor ve  kadınlar için de “daha yüksek vasıflı işlerde istihdam edilmenin olanaklarının artacağı” belirtiliyor.

Ayrıca iklim değişikliğiyle mücadele, uzun vadede sektörleri, işleri ve yaşam koşullarını değiştireceğini belirtilirken, bu nedenle siyasi arenada karar verenlerin dönüşüm sürecinde kadınların yarı yolda kalmamalarına dikkat etmeleri gerektiği vurgulanıyor ve şu talepler ileri sürülüyor:

  • Dijital iş dünyasında kadınlara adil fırsatlar!
  • İklim politikasında ortak bir görev olarak eşitliğin sağlanması!
  • Sosyal ve kişiye özgü hizmetlerin sosyal ve finansal olarak iyileştirilmesi!
  • Ve nihayet: Eşit değerde eşit işe eşit ücret!

EŞİTLİĞE DOĞRU DÖNÜŞÜM

“Sendikalı kadınlar olarak eşitliği ilerletmek için dönüşüm potansiyelinden yararlanmak istiyoruz” denilen açıklamada, göreve gelen yeni federal hükümete yönelik, “önümüzdeki dönüşüm sürecini eşitlik için on yıl olarak cesurca kullanmaya çağırıyoruz; zamanın, paranın ve iktidarın adil dağılımını sağlayın” deniliyor ve şu talepler sıralanıyor:

  • TİS’lere bağlılığı ve ortak karar verme hakkını güçlendirin!
  • Minijob’ları sosyal güvenceli istihdama dönüştürün!
  • Yasalar, önlemler ve programlar için eşitlik kontrollerini zorunlu kılın!
  • Ücretsiz ev ve bakım işlerini tüm cinsiyetler için bir norm olarak belirgin bir şekilde teşvik edin!

Diğer yandan 1 Mart-31 Mayıs 2022 arası Almanya’daki bütün işletmelerde gündemde olan İşyeri Temsilciliği seçimleri de hatırlatılan açıklamada, daha fazla kadının aday olması ve seçimlerde eşitlikten yana aday ve listelere oy verilmesi istendi.

 

, , ,