Kadına yönelik şiddete hayır!

Almanya ve dünyanın her yerinde kadın ve kız çocuklarına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri her geçen gün artıyor. Kadın cinayetleri buzdağının sadece görünen kısmı. Kadına yönelik şiddet farklı şekillerde ortaya çıkıyor ve gelişiyor.  Kadına yönelik şiddet hala sıklıkla gizlenmekte, önemsizleştirilmekte veya “özel” mesele olarak kabul edilmekte. Ancak kadına yönelik şiddet özel bir mesele değil, insan hakları ihlalidir. Kaynağında güç ve kontrol isteği yatar. Fiziksel ve psikolojik yaralar açar ve ölümle sonuçlanabilir. Aile içi şiddet, psikolojik şiddet, cinsel şiddet, tecavüz, genital sakatlama, cinsel sömürü, insan ticareti,  dijital ortamlar da dahil olmak üzere taciz, takip,, dünyanın her yerindeki birçok kadın için günlük yaşamın bir parçası.

Almanya’da her 72 saatte bir kadın öldürülüyor. Bu yıl 103 kadın, partneri yada eski partneri tarafından öldürüldü ve yine 120 kadın ağır yaralandı. Devam eden COVID-19 pandemisi sürecinde kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddet tüm dünyada arttı. Almanya’da da şiddete maruz kalan kadınlar bir yığın zorlukla karşı karşıya ve çoğu zaman kendilerini yalnız hissediyor. Ekonomik zorluklar, bağımsız yaşam sürdürmeleri önünde engel olurken, devlet tarafından yeterli destek sunulmuyor ve şiddet sarmalından kurtulamıyorlar. 

Tüm kadınların şiddetten korunması İstanbul Sözleşmesi’nin önemli bir ilkesiyken, 59. maddeye getirilen çekinceyle, şiddete uğrayan göçmen kadınlar eşlerinden bağımsız oturma izni alamıyorlar. Yine anlaşma kadın ve kız çocuklarını her türlü şiddetten etkin bir şekilde korumayı hedeflerken, pratikteki uygulamalar taahhüt edilenin çok gerisinde kalıyor. Yine Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesinden sonra, bir kaç ülke anlaşmayı ülkelerinde geçersiz kılmaya çalışıyor. Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesinden geri çekilmesi ve kimi ülkelerin sözleşmeyi onaylamayacaklarını açıklamaları Avrupa Birliği tarafından asla kabul edilmemelidir. 

Çünkü şiddet ve kadın cinayetlerindeki artış acilen harekete geçilmesi gerektiğini gösteriyor!

Bu nedenle, Almanya, kadına yönelik şiddetle mücadeledeki yükümlülüklerini çekincesiz yerine getirmeli ve Avrupa Birliği ülkelerinin kadına yönelik şiddetle mücadelede önemli bir işlevi olan İstanbul Sözleşmesi’nin gereklerini yerine getirmesi konusunda üzerine düşeni yapmalıdır.  

Tüm kadınların şiddetten korunması İstanbul Sözleşmesi’nin önemli bir ilkesidir. 59. maddeye getirilen çekinceyle, şiddete uğrayan göçmen kadınların eşlerinden bağımsız oturma izni almaları mümkün değil. Dünyanın her yerinde artan kadına yönelik şiddet ve yine uygulamaya sokulmak istenen gerici kadın politikaları karşısında kadınlar ve kadın örgütleri direniyor. Susmuyor, mücadele ediyor. 

Göçmen Kadınlar Birliği olarak şiddete maruz kalmadığımız, nasıl yaşayacağımıza yalnız kendimizin karar verdiği bir dünya yaratma mücadelesinde dünyadaki tüm kadınlarla dayanışma içindeyiz. Bu mücadeleyi yaşamımızın her alanında, her koşulda taleplerimizle sürdüreceğiz. 

Taleplerimiz;

•Kadına yönelik şiddete karşı daha etkili ve kararlı mücadele!

• İstanbul Sözleşmesi’nin dünyanın her tarafında koşulsuz hayata geçirilmesi!

• Kadın sığınma evlerinin ihtiyacı karşılayacak şekilde artırılması ve desteklenmesi! 

• Göçmen kadınlar için daha fazla koruma tedbirleri ve eğitim olanakları!

• Kendi yaşamlarımızı kendimiz belirleriz!

pdf: Siddet TR

,