Fransız yazar Louis Aragon’un, Basel Çanları romanında;“Konuşuyor. Tek başına bir kadın gibi değil, kendisi için büyük bir gerçeği bulmuş bir kadın gibi… Daha çok bir sınıfa ait tüm kadınların ne düşündüğünü ifade etmek için, tüm diğer kadınlar için var olan bir kadın gibi konuşuyor…” diye anlattığı Clara Zetkin 20 Haziran 1933’te öldü.
Ölümünün 87. yıldönümünde onu Gleichheit/Eşitlik dergisinin dili ve içeriği üzerine yaptığı konuşmayla anıyoruz.
1913 yılında Jena’da yapılan Sosyal Demokrat Parti (SPD) Kongresi’nde bir erkek delege, „Kadınlara parmağınızı uzatırsanız kolunuzu koparırlar, bu türden ayrıcalıklara son verelim.‘‘ demekteydi. Çoğu sosyal demokrat delege de kadın ve erkek işçilerin birliğine zarar vereceği düşüncesiyle kadınlara yönelik kitle örgütlerine, kadınlara özgü dergiye ve kadınlar günü kutlamalarına karşı çıkmaktaydılar. Bunların arasında önemli sayıda kadın da vardı. Verilen değişiklik önergeleri arasında partinin kadınlara yönelik yayın organı Die Gleichheit’ın dili eleştirilerek, kadınların anlayacağı dilden popüler bir dil kullanılması gerektiği yanında, günlük basının bu konuda yeterli olacağı da yer almaktaydı. Clara Zetkin ise, kadın mücadelesinin en geniş kadın kitlelerini kendi deneyleri deneyimleri doğrultusunda işçi sınıfı hareketine bağlamanın ancak onların özgül sorunlarına ve taleplerine sahip çıkmakla, onları kapitalist sömürüye karşı mücadeleye çekmekle gerçekleşeceğini savundu. Kadınların evlerinden, sokaklarından, işyerlerinden, toplumsal hayattan sorun ve mücadelelerini anlatan haber ve yazıların yanı sıra ideolojik olarak eğitilmeleri de amaçlanmalı; basit bir dille sosyal demokrat hareketin tarihi, düşünce yaşamı ve hedefleri anlatılmalıydı. Clara Zetkin’in 14-20 Eylül 1913’teki parti kongresindeki bu konuya ilişkin konuşması şöyleydi:
Kadın ve Erkek Yoldaşlar!
Gleichheit/Eşitlik dergisinin biçimlendirilmesiyle ilgili önergelere dair bazı açıklamalar yapmak istiyorum. Sadece bu önergelerde değil, başka alanlarda da bu derginin popüler biçimlendirilmesine dair istekler dile getiriliyor. Bu istekte, çok sayıda değişik akım mutabık, ancak bunlardan biri özel bir ilgiyi gerektiriyor. Bazılarının popülerlik çağrılarının popülerliğin ‘halk içinde yaygın olmak, halkın kabul ettiği şekilde olmak’ olarak yanlış anlaşıldığı düşüncesindeyim. „Halkın içinde yaygınlık, halkın anladığı gibi olmak“ popülerlik olarak algılanınca, bir konunun hatalı Almancayla, karışık ve sığ düşüncelerle anlatılması anlaşılıyor. İtiraz ediyorsunuz, biraz bekleyin; bazılarının popülerlikten bunu anladığını söyledim sadece. Derginin baş redaktörü olarak bu türden eleştirilerin ve önerilerin yazıldığı çok sayıda mektup alıyorum. Ayrıca her redaktör böyle bir yanlış anlayışın varlığını kabul eder. Ancak şimdiki popülerlik çağrısının derin ve önemli bir ihtiyaçtan kaynaklandığını da biliyorum. Eskiye göre koşullar değişti. Eskiden Die Gleichheit/Eşitlik, genel hareket içinde temel eğitim almış yoldaşlarımızın okuduğu bir yayın organıydı. Bu eğitilmiş seçkinlerin bir arada tutulması ve eğitimine devam etmesi Gleichheit’ın en önemli göreviydi. Ama yüzlerce, binlerce fedakar yoldaşın çabalarıyla bizim proleter kadın hareketimiz çok kısa zamanda yaşamlarıyla, genetik yapılarıyla, psikolojileriyle farklı olmalarına rağmen, yürekleriyle bizim yanımızda olan proleter kadınları kendine çekmeyi başardı. Bu kadınlar toplumsal ve politik aşağılanmaları nedeniyle düşüncelerimizin ABC’sine erişememiş durumdalar ve onlara bunu öğretmek göreviyle karşı karşıyayız. Bu günlük ihtiyacın günlük basınla karşılanabileceği düşünülebilir. Ama öyle değil ve belki öyle de olmamalı. Partinin değişik yönlerdeki çalışmaları yaygınlaştırılıp zenginleştirildikçe günlük görevlerimizin günlük basınımızdan beklentisi artıyor. Buna ek olarak Scheidemann’ın doğru olarak belirttiği gibi günlük basınımız, sosyal demokrat düşüncelerin yeni çevrelerde duyurulması ve yeni insanlar kazanılmasından çok, eğitilmiş yoldaşlarımızın günlük faaliyete sevki ve bu yolla yeni insanlara erişim için değerlendiriliyor. Benim Gleichheit/Eşitlik’in ileride üstlenmesi gereken görevlerle ilgili düşüncelerim buna dayanıyor. Herhangi bir parti eğitimi almaksızın bize gelen, ilk olarak düşüncelerimizi, inandığımız şeyleri öğrenmeleri gereken kadın yoldaşlara yönelmeliyiz. Eski kadın yoldaşlarımız, yarın ya da yarından sonra onların yerini alacak olan bu yeni gelenler nedeniyle, onlar için sayfalar açılması için, derginin bir bölümünden feragat etmek zorunda kalacaklar. Geri kalan bölümlerin içeriği ve karakterinde ise herhangi bir değişiklik olmayacak.
Bu arada, şuna dikkat çekmek istiyorum: Gleichheit’ta eleştirilen popüler olmayan yazım tarzının genel olarak parti basınımızın yazım tarzından hiçbir farkı yok. Bizde de orada yazan kişiler yazıyor, ayrıca partinin hemen hemen hiçbir organında Gleichheit’taki kadar proletaryanın gelişmekte olan kesimlerinden yazar yok. Sosyalist fikirlerimiz hakkında iyi, popüler makaleler gönderilseydi, art niyetli ve aptal olduğum için bunları reddedeceğimi mi düşünüyorsunuz? Onları bir değil, iki ellerini öperek yayınlardım. Sürekli bekliyorum, maalesef nadiren böyle makaleler geliyor.
Benim düşünceme göre, teorilerimize hayran ve ilgilenmeye başlayan yoldaşlarımızı fikirlerimize yakınlaştırmak istiyorsak, bunu sosyalist teoriler üzerine makalelerle yapmamalıyız. Sosyal demokrasinin tarihi ile ilgili bir dizi makaleyle başlamanın çok daha uygun olduğunu düşünüyorum. Birkaç ay önce partimizin 40. yıldönümü sırasında genç yoldaşların en geniş tabakalarının parti tarihimize ve hatta yoldaşlara oldukça yabancı olduğunu fark ettim.
Kendi kendime dedim ki, eğer partinin tarihiyle tek tek makalelerde – tabii ki basit bir şekilde – ilgilenilirse, öğrenme ihtiyacı olan yeni başlayanlara, fikir dünyamızın önemli temel sorularını somut, kolay anlaşılır bir şekilde tanıma fırsatı verilmiş olur. Yani, sosyal demokrasi tarihine girişle, düşünsel hayatımıza, partimizin duruşuna yönelik olarak özellikle bize yeni erişen çevrelerde ilgi uyandırabiliriz.
Sonuç olarak bu düz proleter kadınlara yabancı gelen; bizim yazım tarzımız değil, neden söz ettiğimizin bilinmemesidir. Ve inanıyorum ki somut biçimdeki tarihsel bir sunum onları bize daha yakınlaştırabilir. Ancak bu planı uygulamak istersem, yoldaşların ajitasyon haberleri vb. konularda kendileri için mevcut olan dergi alanının biraz azalacağı gerçeğini kabul etmeleri gerekir. Günlük basında, her yerde görünen ajitasyon haberlerini kastediyorum. Bunu, birçok alanda büyük pratik faaliyetlerin tablosunu gözler önüne seren, önerilerde bulunan yoldaşlarımızın çocuk koruma komisyonlarındaki, toplumsal kurumlardaki çalışmaları vb. ile ilgili haberlerinin kısıtlanması olarak anlamıyorum.
Şimdiki “Gleichheit/Eşitlik”te olan bazı makaleleri atlamamız gerekebilir. Özellikle sosyo-politik konulardaki makaleleri, çünkü bu alan günlük basında kitleler içinde öğretmen ve ajitatör olarak çalışan ileri düzeydeki yoldaşların anlayacağı tarzda yoğun bir şekilde ele alınmakta. Umarım bu ihtiyacı karşılama yolunda hemfikir oluruz.
Daha sonra broşür olarak da yayınlanabilecek başka makale dizileri de düşündüm. Diğer açıklamalarımla bağlantılı olarak, yoldaşlarımızın temel ilkelerimiz hakkında ilk eğitiminin, genel olarak geniş bir ajitasyon literatürümüzün olmaması nedeniyle daha da zorlaştığını söylemek istiyorum.
“Hedeflerimiz”, “Kahrolsun Sosyal Demokrasi”, ve “Koruma ve Karşı Çıkma” gibi eski broşürler kesinlikle halkın anlayacağı şekilde yazılmış popüler broşürler, ama bazı bölümleri proletaryanın çoktan geride bıraktığı koşul ve sorunlara değindiği için güncel ve çekici değil.
Şimdi de Gleichheit/Eşitlik’le birlikte çocuklar için bir kitap eki verilmesi isteği üzerine bir şeyler söylemek istiyorum: Yazı kurulu olarak böyle bir şey elimize geçer geçmez basacağız. Bildiğiniz gibi redaksiyon olarak partinin çıkarları gerektirdiğinde çalışma konusunda sorun çıkarmadığımızı kanıtlamış durumdayız. Ama arkamda yayınevi var ve Yoldaş Dietz, daha önce “Gleichheit/Eşitlik”in yayınladığı bir çocuk kitabıyla ilgili pek de olumlu deneyimleri olmadığını açıkladı.
Yıllardır böyle bir şey yapılması için baskı yapıp durduğumdan basılan çocuk kitabının dağıtımının çok uzun sürmesi nedeniyle yeni bir kitap basma isteği kalmadığını belirtti. Yoldaş Dietz, çocuk ekinin cilt kapağı ve ek çocuk sayfalarıyla makul bir fiyata Gleichheit’ta yayınlanabileceği düşüncesinde. Her anne sayfaları toplayıp kapağa yerleştirebilir ve bu şekilde çocuklarına güzel bir kitap sunabilir. Aslında dikkat çekeceğim başka şeyler de olmasına rağmen bu kadar açıklamayla yetinmek zorundayım. Dikkat çekmek istediğim şeylerden biri kadın hareketimizi gençlik hareketine (tersi değil) daha fazla entegre etme ihtiyacı. Bu sabah gelen isteklere en iyi çözüm budur.
Hazırlayan: Semra Çelik