Siyasetin Kadın Bedeni Üzerine Oyunu

Dr. Esma Çakır Ceylan

Almanya, iki Avrupa ülkesinin yanında, ertesi gün doĝum kontrol hapına („Pille danach“) reçete zorunluluĝ21625358,17725261,highRes,24.01.13_05_02013_71-49214688u kılan üç ülkeden bir tanesi. Bunun sebebinin, çok fazla düşünmeden, muhafazakâr katolik iktidar olduĝunu biliyoruz. Peki neden siyaset bizim çocuk doĝurup doĝurmama özgürlüĝümüz hakkında karar verme cüretini kendinde buluyor? Biz bu konuları 1968lerden sonra aşmadık mı? Kürtaj kararını özgürce kendimiz vermeyi kazanmadık mı? Aşmadık! Çünkü kürtaj özgürlüĝünü kadın hareketinin mücadelesinden sonra kazandık, fakat korunmadan cinsel ilişkiye girip, ertesi gün korunma hapı almak istediĝimizde, reçete zorunluluĝu her zaman vardı. Eskiden ilacın yan tesir yaptıĝı idda edilirdi. Fakat tarih kendisini nasıl yenileyip eskiyi anlaşılmaz hale getirebiliyorsa, ertesi gün korunma hapının da hiç bir şekilde saĝlıĝa zararlı olmadıĝı tespit edildi. Bilir kişiler, eksperler ve araştırmalar kadınların bu ilacı reçetesiz de doĝru bir şekilde kullandıklarını ve ilacı yüksek dozda almanın veya ilaçtan baĝımlı olmanın olaĝandışı olduĝunu tespit ettiler. Dünyanın 90 ülkesinde ertesi gün korunma hapı reçetesiz alınabiliyor. Almanya`da bunun engellenmesi ve öne sürülen bahanelerin elle tutulur hiç bir gerekçesi yok. Saĝlık Bakanı Hermann Gröhe neden ilacın reçetesiz verilmesine karşı? Biz kadınların özgürce karar verme yetkisini engellemek istemesin? Anlaşılan Saĝlık Bakanı kadınların korunup korunmayacaĝı ile ilgili kararı kendilerine bırakmıyor, kararın doktor kontrolünden geçmesini daha uygun buluyor. Oysa 2003 yılında, yani bundan 11 sene önce, ilaç konusunda sorumlu olan Federal Daire (BfArM), reçete zorunluluĝunun kaldırılmasını önermişti. Ocak 2014 de aynı öneride bulundu. Federal Konsey bile ertesi gün korunma hapının reçetesiz verilmesini istedi. Gröhe, kadınların Almanya`da doktora danışmasının kolay olduĝunu ve hızla gerçekleştiĝini iddia ediyor. Onun dışında ertesi gün korunma hapının yan tesirlerinin aĝır olduĝunu ortaya atıyor. Bu iddalar doĝru olmamakla birlikte Saĝlık Bakanı Gröhe`nin tavrı ve tutumu ilaca ihtiyacı olan çiftleri zor duruma düşürebiliyor. Nöbetçi doktor aramak, uzun yollara koyulmak, saatlerce beklemek ve gereksiz sorgulamalar… Tıbbi hiç bir dayanaĝı olmamasına raĝmen, çocuk istemeyen çiftler nöbetçi doktor aramak, uzun yollara koyulmak, saatlerce beklemek zorunda, gereksiz sorgulamalar ve tedaviler geçirmekte. En kötü ihtimal hatta hastane deĝiştirmek zorunda, çünkü katolik hastaneler bu ilacı sadece tecavüz durumunda vermeyi kabul ediyor. Yaşanan olaylardan sonra bunun yapıldıĝı da şüpheli tabii. İşin kötü yanı: zaman ilerliyor. Ertesi gün doĝum kontrol hapının etkili olabilmesi için cinsel ilişkiden 24 saat sonra alınması gerekiyor. Belli olan şu ki, Saĝlık Bakanlıĝı tarafından öne sürülen gerekçeler sadece bahanelerden oluşuyor. Saĝlık konusunda bir yandan kadının eşitliĝinden ve özgürlüĝünden bahsetmek, diĝer yandan da cinsellik konusunda dolaylı yollardan bu özgürlüĝü kısıtlamak. Hiç samimi gelmiyor. Katolik kilisesi ertesi gün korunma hapını kürtaj olarak nitelendirdiĝini ve bu yüzden bu ilacı reddettiĝini geçen sene gördük: bir tecavüz sonucu Köln`de katolik bir hastaneye giden kadının bu ilaçla tedavi edilmesi reddedildi. Muhafazakâr siyasetçiler bu yüzden ertesi gün korunma hapını reddediyorlar, Saĝlık Bakanı Gröhe gibi. Oysa bu ilaç hamile olmadan alınan, aksine hamileliĝi engelleyen bir ilaç. Kürtaj bu yüzden söz konusu olamaz. Hamilelik olduĝunda tesirsiz ve tehlikesiz olan bir ilaç. Kadınların baĝımsızlıĝını ve özgürlüĝünü savunan bir kadın örgütü olarak „ertesi gün doĝum kontrol hapının“ reçetesiz verilmesini talep ediyoruz!

,