Rewe-Mağazası stajyere 17 bin Euro ödemek zorunda!

STELLENBOERSE_SABINEStajyer sömürüye karşı geldi

Almanya’da normal ve iyi bir iş bulmak her geçen gün zorlaşıyor. Böyle bir işe sahip olmak için insanlar birçok haktan feragat ediyor, baskılara ve kötü çalışma koşullarına boyun eğiyor. Umutları ise hep aynı; ‘belki bu kadar feragatin ve fedakârlığın sonunda düzgün bir iş sahibi olabilirim.’ Bochum’da 19 yaşında genç bir kadın da benzer umutlarla aylarca ücretsiz çalıştı/çalıştırıldı. Kısa bir süre önce olumlu sonuçlanan bu olayı örnek olması açısından kısaca dergimizde özetlemek istiyoruz. Bu olaylar çok yaşanıyor ama bu tür uygulamalara maruz kalanların hak arama mücadelesi ise genelde sınırlı kalıyor. Genç kadın, bu açıdan herkese örnek bir tutum sergiliyor.

ALTIN BİLEZİK UMUDU
19 yaşındaki Kerstin V., Ekim 2012’de Rewe’de ‘deneme’ stajına başlar. Olay aslında çok açıktır; Dört haftalık stajda, Kerstin işyerini, çalışma koşullarını tanıyacak ve öğrenmek istediği meslek hakkında bilgi sahip olacaktı. Yine bu süre zarfında firmanın yöneticileri de Kerstin hakkında bilgi sahibi olacaktı. Kerstin zamanında işe geliyor mu, çalışkan mı, güvenilir mi vs. vb. Fakat Kerstin’in meslek sahibi olma istediğini Rewe’nin yöneticisi kullanır. Dört haftalık staj sürekli uzatılır ve Kerstin’e tek cent dahi verilmez. Dört ay sonra, 6 Mart 2013’de, şirket yöneticisi Kerstin ile bir meslek eğitim sözleşmesi (Ausbildungsvertrag) imzalar. Buna göre Kerstin, 1 Eylül 2013’de eğitime başlayacaktır. Fakat Rewe yöneticisinin bir şartı daha vardır; Kerstin 1 Eylül 2013’e kadar süreyi mağazada staj yaparak geçirmelidir. Meslek eğitim yeri bulmanın ne kadar zor (özellikle de Bochum gibi fabrikaların kapatıldığı, işsizliğin olağanüstü yüksek olduğu bir bölgede) olduğunu bilen Kerstin, bu şartı da kabul eder.

SÖMÜRÜ DAYANILMAZ HAL ALINCA
Genç kadın bu kadar feragati ve fedakârlığı meslek eğitim yerini kaybetmemek için aylarca göğüsler. Öyle ki örneğin Mayıs ayında Kerstin tam 247 saat çalışmak zorunda kalır, yani haftada 61,75 saat! Yasal olarak istisna durumlarda ve bir kereliğe mahsus haftada 60 saat çalışılabilinir. Tabi işin diğer yanı Kerstin’in hala bu kadar çalışmasına karşın tek cent dahi almaması. Temmuz 2013’de artık Kerstin bu köleliğe daha fazla dayanamaz; “Artık bu işyerinde ne ücretsiz çalışırım, ne de ücretli. Burada meslek eğitimi dahi yapamam” diyerek bir avukata başvurur. Avukat için olay açıktır. Kerstin deneme stajından çok normal bir işçi gibi rafları tasnif etmiş, kasiyer olarak çalışmış, depoyu düzenlemiştir. Mahkemeye ücret ödemesi için yapılan başvuruda mahkeme Kerstin’i haklı bulur. Burada dikkat edilecek en önemli husus Kerstin’in çalıştığı günleri ve saatleri olduğu gibi yaptığı işleri de yazılı olarak not almış olmasıdır. Kerstin gibi benzeri koşullarda çalışan diğer stajyerler yaptıkları işi belgeleyemedikleri için ödenmeyen ücretlerini alamadılar. Kerstin’e ise Bochum İş Mahkemesi aldığı kararla (Az: 2 Ca 1482/13) tam 17 bin 281,50 Euro ücret ödenmesini sağladı. ADALET KİMDEN YANA Genç kadının yaşadıklarından sonra mahkemeye başvurarak hakkını alması şüphesiz, “adalet yerini buldu” diye yorumlanabilir ki bu doğru. Fakat diğer stajyerler açısından hak görülmeyen adalete veya reva görülen adaletsizliğe ne demeli? Söz konusu mağazada, 12 çalışanın dördü stajyer olarak aylarca ücretsiz çalışmış. Kerstin’in avukatı, “Bu tür uygulamalar ne yazık ki istisna değil, her hangi bir mağazaya gittiğinizde size hizmet sunanın ücretli mi ücretsiz mi çalıştığını bilmiyorsunuz.” Adaletsizlik sorunu, ayrıca yaşananları belgeleme sorumluluğunu işçilere yüklemesiyle de ilgili. Eğer karşı tarafın (işverenin) samimi olduğunu düşündüyseniz ve ona güvendiyseniz vay halinize! Ayrıca Bochum İş Mahkemesi, Rewe yöneticisini korumak için bir hayli uğraşmış; Her şey belgeli ve çok açık yasadışı olduğu için mahkeme başkanı hakim, taraflara mahkeme dışı anlaşmalarını önermiş. Öneriye göre Rewe, Kerstin’e 13 bin Euro tazminat ödeyecek ve olay kapanacaktı. Fakat bunu bile ödemek istemeyen Rewe yöneticisi kendisinin haklı olduğundan emin mahkemenin önerisini reddeder. Ancak olay bu arada kamuoyuna da yansımıştı ve mahkemenin işçinin aleyhine karar vermesi de zordu. Kerstin hakkını sadece yaptığı işleri harfiyen ispatladığı için alabildi.

SONRASI DA VAR

Mahkemenin Kerstin’in lehine karar vermesinin ardından Rewe mağazasının merkezi, “bu uygulamadan haberdar değiliz” açıklaması yaptı ve söz konusu mağazanın yöneticisinin işine son verdi. Gerekçe ise, “şirketin temel prensiplerine uymamak” oldu. Tabi Rewe şirketinin yöneticisine ne kadar tazminat vererek işine son verdiği bilemeyiz, ama ciddi bir meblağ olduğu kesin. Nitekim bu tür uygulamalar sadece bir mağaza da değil Rewe ve diğer mağaza zincirlerinin sürekli uyguladığı bir yöntem. Daha kısa bir süre önce benzeri bir durum Kaufland (Lidl tekeline ait) mağazalarında da yaşandı. Orada da bir ihbar sonucu yapılan baskında onlarca işçinin kaçak çalıştırıldığı ortaya çıktı. Kerstin “yeter artık” diyerek mahkeme yolunu seçti ve normal bir işçinin yaptığı işleri ücretsiz yaptığını belgelediği için hakkını alabildi. Oysa bu tür vakaların hiç yaşanmaması için adımlar atmak, sendikada örgütlenmek ve hakları birlikte aramak gerekiyor…