KUPA NE YANA KADIN NE YANA DÜŞER?

Bilge Çoban/Sao Paulo

Brezilya’da başlayan Dünya Kupası kadar kupa hazırlıkları, kupa karşıtı protestolar çok konuşuldu, çok protesto edildi ve hala da ediliyor. Hükümetin eğitime, sağlığa, konuta kısacası insanların en temel ihtiyaçlarına değil de stadyum inşaatlarına, kupanın organizasyonuna yaptığı yatırımlar yoksulluk içindeki bu halkı kızdırmakta haksız da sayılmaz!

Çok turist gelecek, çok dolar bırakacak ve yeni yatırımların önü açılacaktı. Bir yanıyla “kaz gelecek yerden tavuk esirgenmezdi!” Kupa sebebiyle yapılan kentsel dönüşümün “haklı” gerekçesi olarak evrenselleşmiş bu devlet politikası gösterilmeye devam ediyor. Kentsel dönüşüme uğrayan alanların zengin mahallelerine dönüşmesi, evlerinden edilen insanların ise şehrin dışına sürülmesi hep yeni yatırımlar uğranaydı! Kuşkusuz kupa tanıtımında ve hazırlıklarında kadınlar kullanılmasa olmazdı. Zira dünyanın dört bir yanında kadın bedeni en iyi reklam aracı olarak kullanılıyordu. Kadın ticaretinin Dünya Kupası dönemlerinde artması da bunu gösteriyordu. 2006 yılında Almanya’da düzenlenen kupa sürecinde seks ticareti yüzde 30; 2010’da Güney Afrika’da yüzde 40 oranında artmıştı. Esasında eril iktidar yeni yatırımlar için önce kadın bedenine yatırım yapması gerektiğini çok iyi biliyordu!

“KEYFİNİ ÇIKAR, SONRA ÖDERSİN!”

Kupa tanıtımı için hazırlanan reklamlarda seksi Brezilyalı kadınlar, turistleri “sizleri biz karşılıyoruz” dercesine kupayı izlemeye davet ediyor, tişörtünden kupasına tüm ürünlerde kadın bedeni resmediliyor, kupada oynayan takımların ve oyuncuların logolarını içeren prezervatifler satışa sunuluyordu. İşte ataerkil sistem Brezilyalı kadınlara kupanın ve ülkenin geleceğinin sorumluluğunu üstlenme görevini böyle veriyordu! Bu nedenle kupa maçlarının yapıldığı kentlerden biri olan Minas Gerais’de bir genelev derneği kupa hazırlıklarına bir yıl öncesinden başlamıştı. Seks işçisi kadınları kupa dönemi daha iyi “hizmet” vermesi için ücretsiz İngilizce kursuna göndermişti. Bu hizmetten yararlanan kadınların sayısı 2 bin! Hemen belirtelim; Brezilya’da fuhuş 2000 yılından bu yana yasal ve 1 milyondan fazla kadının bu sektörde çalıştığı düşünülüyor. Aynı şehirde bir bankayla anlaşan genelevler kupa dönemi müşterilerine kredi kartıyla hizmet vereceklerini duyuruyor, kupa tanıtımlarına katkı sağlıyordu. Kampanyanın sloganı ise çok net bir mesaj içeriyordu; “Keyfini çıkar, sonra ödersin!”

İKİYÜZLÜLÜĞÜN BÖYLESİ

Konu kadın olunca dünyanın her yerinde devletin ikiyüzlülüğü daha da bir görünür ya da katlanılmaz oluyor. Örneğin Brezilya’ya akın eden milyonlarca turisti kadına yönelik şiddete karşı ihbar hattının bilgisini içeren billboardlar karşılıyor. Bu, akıllı telefonları olanların kullanabileceği ve şiddete uğrayan kadınlara yardım çağrısı bırakabilecekleri bir uygulama. Telefon alt yapı hizmetlerinin son derece kötü olduğu, insanların birbirlerine ulaşmasının bile neredeyse imkansız olduğu ülkede, bu uygulamanın nasıl çalışacağı gerçekten düşündürücü. Yoksulluğun dahası kadın yoksulluğunun bu kadar görünür olduğu bu ülkede kaç kişinin akıllı telefonun olduğu da başka bir nokta. Öte yandan kadın bedeni üzerinden yapılan kupa tanıtımlarının bu dönem kadınların uğrayabileceği şiddet, taciz ve tecavüzü bir telefon hattıyla çözülemeyecek kadar derinleştireceği ve artıracağı aşikâr. Öyle ki kupanın ilk haftasında Amerikalı bir kadının maç sonrası düzenlenen bir partide tecavüze uğradığı haberlerde yer aldı. Basına yansımayan tarafı ise daha da ürkütücü. Çünkü yılda 50 bin kadının tecavüze uğradığı bir ülke Brezilya. Polisin yaralı bir kadını hastaneye götürmek için polis aracının bagajına “tıktığı”, bagajın kapağının açılmasıyla da Claudia Silva Ferreira’nın Rio sokaklarında can vermesinin üzerinden henüz üç ay geçtiği bir ülke.

Bu sebeple Dünya Kupası, Brezilya’da eril iktidarın toplumsal cinsiyet rollerini, toplumsal, kültürel ve kurumsallaşmış imgeler yoluyla nasıl yaygılaştırdığının da gözler önüne seriyor. Brezilya’daki resmi istatistik kurumlarından biri olan IPE
A’nın açıkladığı verilere göre; halkın yüzde 65’i açık giyinen kadınların tecavüzü hak ettiğini düşünüyor, yüzde 59’u ise kadınlar davranışlarını ve tavırlarını değiştirirse tecavüzün azalacağına inanıyor. Ataerkil kültürün bir yansıması olan bu verilerle, Dünya Kupası’nda kadın bedeninin temel tanıtım aracına dönüşmüş olması birlikte dönüşüldüğünde ise durumun vahameti ortaya çıkıyor!

İşte en çok da bu nedenle her yaştan kadının kupa protestolarına katılımı dikkat çekici! Daha Mart ayında kadın örgütleri ve aktivistleri twitter üzerinden #EuNaoMereçoSerEstrupada (tecavüzü haketmiyorum) hashtagi ile bir kampanya düzenledi. 15 Haziran’da Yunanistan- Kolombiya karşılaşması yapılırken sokakta fuhuş yapmak zorunda bırakılan kadınlar futbol maçı oynayarak kupayı protesto ediyorlardı. Talepleri Dünya Kupasını döneminde seks işçilerinin haklarına dikkat çekmekti. Brezilyalı kadınlar devlet politikası haline gelen kadın bedeninin kullanılmasının özellikle bu dönemde açacağı vahşete karşı çıkıyorlar. En çok da eril iktidarın kupa hazırlıkları kapsamında kadınlara yüklediği sorumluluğa karşı sokaktalar!