Boşanma Komisyonuna tepkiler büyüyor

52036

Boşanma Komisyonunun kadın ve çocuk haklarını hedefe koyan raporu, kadın örgütlerinin, sendikaların ve siyasi partilerin tepkisine neden oldu.
Kadın ve çocuk hakları konusunda zaten yetersiz olan yasaların daha da budanmak istendiği belirtilen açıklamalarda, mücadele çağrısı yapıldı.

Boşanma Komisyonunun hafta başında açıkladığı raporda çocukların kendisine tecavüz edenle evlendirilmesi, çocuk yaşta evliliklerin teşvik edilmesi, hadım uygulamasının hayata geçirilmesi, şiddete uğrayan, boşanmak isteyen kadınların uzlaştırılması, koruma kararı alınmasının zorlaştırılması, aile danışmanlığının merkezine dini hizmetlerin ve yandaş kuruluşların oturtulması, nafaka ve mal rejimi haklarının gasbedilmesi gibi öneriler yer alıyor.

MOR ÇATI’DAN UTANÇ SERTİFİKASI

Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, kadınların yıllardır mücadele ederek kazandığı hakları gasbeden bu raporu hazırlayan ve onaylayan Komisyon üyelerine birer ‘Utanç Sertifikası’ gönderdi.

Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı imzasıyla yapılan açıklama şöyle:

“Aile Bütünlüğünü Olumsuz Etkileyen Unsurlar İle Boşanma Olaylarının Araştırılması Ve Aile Kurumunun Güçlendirilmesi İçin Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu”nun hazırlayıp Meclis’e sunduğu rapor ile kadın ve çocuk haklarının çok büyük ölçüde tırpanlanmak ve gasp edilmek istendiğini endişeyle görüyor, Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı olarak bu duruma seyirci kalmayacağımızı ve sürecin takipçisi olacağımızı duyuruyoruz.

İstanbul Sözleşmesi’nin ilk imzacısı olmakla övünen Türkiye Cumhuriyeti Devleti, kadın ve çocuk hakları konusunda atması gereken ileri adımları atmak yerine, TBMM Boşanma Komisyonu’nun hazırladığı rapor eliyle sahip olunan hakları geri almak için üstün çaba göstermektedir.

Çocukların tecavüzcülerle evlendirilmesinin önünü açan, şiddete maruz kalan kadınlar için hayati önem taşıyan koruma kararlarını alma olanağını mesai saatleri ile sınırlamak isteyen ve delil şartı getiren, erkeklerin mağdur olduğu gerekçesiyle kadınlara verilen nafakaları süreye bağlayan ve kadınların yıllardır mücadele ederek kazandığı daha birçok hakkı gasp eden bu raporu hazırlayan ve onaylayan Komisyon üyelerine birer “Utanç Sertifikası” gönderdiğimizi ve onları bu utanca layık gördüğümüzü Mor Çatı olarak kamuoyu ile paylaşıyoruz.”

 

EĞİTİM SEN: SUSMAYACAĞIZ, VAZGEÇMEYECEĞİZ

“Boşanmaların gerekçelerini araştırması gereken Komisyonun, hangi akıl almaz yöntemle çocuk istismarcılarını ödüllendirme sonucuna vardığı başlı başına araştırma konusu” diyen Eğitim Sen de açıklamasında “mücadeleye devam” vurgusu yaptı. Açıklamada, “Eğitim Sen olarak, evde, iş yerinde, sokakta, okulda her yerde kadın ve çocukları yok sayan, şiddet, taciz, tecavüz ve istismar karşısında susmamızı bekleyen uygulamalara direnmeye devam edeceğiz. Tecavüzü normalleştiren ve çocukları istismar eden çürümüş erkek egemen sisteme ve temsilcilerine rağmen çocuklar başta olmak üzere kadınlar ve tüm ezilenler için yaşanabilir bir dünya kurma mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz” denildi.

EMEP: EŞİTLİK TALEBİNİ TÜM KESİMLER SAHİPLENMELİ

EMEP Genel Başkan Yardımcısı Öznur Oğuz, komisyonun önerilerinin Erdoğan’ın sık sık vurguladığı “yerli ve milli kadın hakları”nın kadınlar için ne ifade ettiğinin açık bir göstergesi olduğunu ifade etti. “Kadınları iktidarın istediği, dizayn ettiği aile sınırlarına hapsetmek için eğitimden, sağlığa, sosyal hizmet kurumlarından, adliye saraylarına her yerde yandaş STK’ler ve din adamları eşliğinde ‘ikna odaları’ kuruluyor. Kadınlara ‘Ölün, şiddet görün, tecavüze uğrayın, ama boşanmayın’ deniyor” diyen Oğuz, toplumun tüm kesimlerini kadınların eşitlik talebini sahiplenmeye ve bu gerici saldırı önerilerine karşı mücadeleye çağırdı. Öznur Oğuz, “Kürtajı yasaklama çabalarına, 8 Mart kutlamalarını engelleme girişimlerine, kadın cinayetlerinin, taciz ve tecavüzün aklanması operasyonlarına kadınların verdiği cevap nasıl ki hükümete geri adım attırdı, şimdi eşitlik talebiyle yürütülecek mücadele bu topyekün saldırıyı durduracaktır” dedi.

…………………………………

Öneriler tamamen bilimsel, hepsi kadınların faydasına!

Sevda Karaca

Yaptığı önerilerle tepkileri üstüne çeken Boşanmaların Önlenmesi Komisyonu’nun AKP’li başkanı Ayşe Keşir, yazılı bir açıklamayla tepkilere yanıt verdi. Keşir’e göre “öneriler tamamen bilimsel”miş, rapor taslağına eleştirilerini ortaya koyan kadın örgütleri ise kamuoyunu “kasıtlı olarak yanıltmaya” çalışmış.

Kadın ve çocuk haklarını savunmakla aile bütünlüğünü savunmanın birbirinin alternatifi görülemeyeceğini belirten komisyon başkanı, açıklamasında taslak raporun çok tartışılan önerilerini yinelemekle yetiniyor.

NAFAKA, ‘KADININ GÜÇLENMESİNİN ÖNÜNDE ENGEL’MİŞ

Rapor taslağının tartışmalı önerilerinden biri “nafaka hakkının evlilik süresine göre belirlenmesi” idi. Kadın örgütleri bu öneriyi, kadınların nafaka hakkı kısıtlanıyor, kadınlar boşanmaktan caydırılıyor, kadınlar sosyal yardımlara bağımlı hale getiriliyor diye eleştirmişti.

Bu öneriyi “çok kısa süren birlikteliklerde süresiz yoksulluk nafakası ödenmesi nafakayı ödeyene orantısız ceza haline geliyor” diye savunan Ayşe Keşir’e göre yoksulluk nafakasının süresiz verilmesi “kadınların önünde bir engel oluşturuyor.” O engelin ne olduğuna ilişkin ise açıklamada bir bilgi yok.

ŞİDDETİN ÖNLENMESİ KANUNU ‘SORUN DOLU’YMUŞ

Kadına yönelik şiddeti “aile bütünlüğünü etkileyen önemli unsurlardan biri” olarak açıklayan Keşir, kadın örgütlerinin önerileriyle yasalaşan 6284 sayılı Şiddetin Önlenmesi Kanunu’nda “sorunlar olduğu için” düzenleme yapılması gerektiğini savundu.

Keşir’e göre şiddet gören kadınlardan delil ya da belge istenmemesi, şiddeti önleyici tedbir kararlarının geciktirilmeden karakollarda verilmesi sorun yaratıyor. Tedbir kararının uzun süreli verilmesi kadınların mağduriyetini artırıyor.

Kadın örgütleri şiddet gören kadınların başvuru yapabileceği, barınabileceği sığınma evi sayısının artırılması gerektiğini savunurken, Keşir, komisyonun “şiddet uygulayan erkeğe barınma olanağı sağlanması” önerisinin “öfke kontrolü eğitiminin başarısı için” gerekli olduğunu ifade ediyor.

 

BOŞANMAK İSTEYEN KADINI UZLAŞTIRMAK ‘FAYDALI’YMIŞ
Komisyon raporu hem boşanma davalarında hem de 6284 sayılı Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanuna dayanan başvurularda “arabulucuk ve uzlaşma” öneriyor. Kadın örgütlerinin bu öneriye ilişkin “kadınlar erkekler lehine işleyecek bir sürece sürükleniyor. Boşanma ve kadına karşı şiddet özel alan kabul edilerek devletin sorumluluk alanı dışına çıkartılmaya çalışılıyor. Yargının müdahalesi azaltılırken, dinin müdahalesi artırılıyor” gibi kapsamlı eleştirilerine Komisyon Başkanı’nın verdiği yanıt “Sıfır çatışma için arabuluculuk faydalıdır.” Öyle midir?

Komisyonda yer alan ve rapor taslağına muhalefet şerhi koyan HDP Ağrı Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir’e göre cinsiyet eşitsizliğinin bu kadar ağır olduğu bir ülkede arabuluculuk, sorunları daha da büyütebilir: “Basit suçlar olarak görülen, kadınlarca da çoğunlukla bir şiddet biçimi olarak ifade edilmeyen hakaret, şantaj gibi şiddet biçimlerinin arabuluculukla çözümlenmesi daha büyük suçlara kapı aralama riski taşımaktadır.”

6284 sayılı yasa ve İstanbul Sözleşmesi’ne göre ‘arabuluculuk’ suç. Buna rağmen komisyon raporu neden öneriyor? Çünkü Aile Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın Diyanet ile yaptığı protokol ve boşanma ombudsmanlığı/kamu denetçiliği uygulamaları ile arabuluculuk devlet eliyle fiilen uygulanıyor. Şimdi buna yasal kılıf hazırlanmak isteniyor.

HDP’li vekil Taşdemir’e göre kadınlar sadece erkeklerden şiddet görmüyor, kadının şiddetten kurtulmak için temas ettiği devletin tüm kurumları ile şiddet yeniden üretiliyor. Bunu, şiddet gören kadınların, karakollarda, danışma merkezleri ve konukevlerinde bizzat görevliler tarafından uzlaştırılması girişimlerinde görmek mümkün.

Komisyon başkanının faydalı bulduğu arabuluculuğa karşı kadın örgütlerinin talebi ise, kadınların istedikleri anda erişebilecekleri, arabuluculuk için değil şiddetten uzaklaşmak için her türlü hizmeti 7 gün 24 saat alabileceği merkezlerin yaygınlaştırılması.

ÇOCUK YAŞTA EVLİLİĞİN AKLANMASINI KADINLAR İSTİYORMUŞ

Komisyonun en çok konuşulan önerilerinden biri; çocuk yaşta evlilikler ve çocuk istismarına ilişkin yapılması önerilen düzenleme. Kadın örgütlerine göre bu öneri, çocuk evliliklerini teşvik etme ve çocuk istismarını aklama anlamına geliyor.

Keşir, düzenlemeyi “kadınları mağdur etmemek için” önerdiklerini iddia ediyor. Erken yaşta evlendirilen, çocuk sahibi olan, 8-10 yıl gibi uzun süre evliliklerini sürdüren 3 bin çiftin komisyona mağduriyetlerini ifade ettiklerini belirten Keşir’e göre, düzenleme yapılmasını kadınlar istiyor. “Komisyonda kadınlar, evliliklerinin sağlıklı devam ettiğini, eşlerinden şikâyetçi olmadıklarını, nikâhlı eşleriyle beraber yaşamak istediklerini, çocuklarının ve kendilerinin ağır bir psikolojik ve maddi mağduriyet yaşadıklarını ifade etmişlerdir” diyen Keşir, çocuk istismarı ile erken yaşta evliliğin ayrı maddelerle düzenlenmesi gerektiğini savunuyor.

Türk Ceza Kanunu’na göre çocuk evlilikleri, cinsel istismar olarak değerlendiriliyor ve çocuğu cinsel yönden istismar eden kişiler üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılıyor. Kadın örgütleri, ceza kanunlarının cinsel istismar düzenlemesi ile sadece çocuk ile evlenen kişiyi cezalandırmanın yeterli olmadığını, bu suçun aileler eliyle işlendiğini, çocukların cinsel istismarına sebep olan çocuk evliliklerine ilişkin ailelerin de sorumluluğuna işaret eden yasal düzenleme yapılması gerektiğini savunuyor.

Mecliste 2009’da kurulan Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu, ilk iş olarak erken evlilikleri incelemek üzere bir alt komisyon oluşturmuş, sorunun çözümü için önemli bir rapor hazırlamıştı. Sonuç bölümünde “Erken yaşta evlilikler insan haklarının kullanılmasını engelleyen, kadının statüsünü düşüren ve çocukların başta eğitim olmak üzere temel haklarını ellerinden alan bir sorundur. Bu evlilikler toplumsal cinsiyet eşitliğini hedefleyen Türkiye’de mutlaka mücadele edilmesi gereken bir alandır” denilen bu rapor bir daha hiç gündem edilmedi, rapordaki çözüm önerilerini hayata geçirecek bir tek adım atılmadı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın 2012 yılında kurduğunu duyurduğu ‘Erken Evlilikleri Önleme Birimi’nin bu zaman zarfında ne yaptığı açıklanmadı.

Bunlara rağmen, bugün Boşanmaların Önlenmesi Komisyonu çocuk evliliklerin önlenmesi için “Çocuk evliliği ile çocuk istismarı ayrı maddelerle düzenlensin, kadınların mağduriyeti Bakanlık, meslek örgütleri ve STK’larla yapılacak çalıştay benzeri toplantılarla ele alınsın” deniyor.

www.evrensel.net

,