Elif Demirhan
Rojava’dan Şengal’den Kobane’den binlerce kilometre ötede dayanışma sınır tanımıyor. Sadece dayanışma değil, acı ve öfke de. Günlerdir Almanya’nın dört bir köşesinde eylemler, nöbetler basın açıklamaları, yürüyüşler yapılıyor. Göçmen Kadınlar Birliği olarak da Almanya’nın bir çok şehrinde eylemlere katılıyor, etkinlikler, uyarı nöbetleri, toplantılar düzenliyoruz. Bu etkinliklerden biri de Dortmund’da yapıldı. Kobane halkıyla dayanışmak için eylemler yapan Dortmundlu kadınlar bir de bağış kampanyası açtılar. Kısa sürede çok sayıda kişinin katkısını alarak süren bağış kampanyası, 17 Ekim Cuma akşamı yapılan bir toplantı ile devam etti. Toplantıya yüzden fazla kadın katıldı.
Toplantının açılışını Dortmund Göçmen Kadınlar Derneği adına Gülizar Genç yaptı. Genç, konuşmasında „Bir halk katlediliyor. İnsanlık katlediliyor, İnsanlığın geleceği için en ön saflarda İŞİD çetelerine karşı mücadele eden Kobane halkının yanında olmak hepimizin görevidir“ diyerek katılımcıları saygı duruşuna davet etti. Saygı duruşundan sonra Kobane’de yaşanan dramı anlatan bir kısa film gösterimi yapıldı. Film katılimcılara duygusal anlar yaşattı. Göçmen Kadınlar Birliği adına Pelin Şener ve Bahar Atçı’nın sunum yaptığı toplantıda kadınlar karşılıklı görüşlerini aktardılar. Kadınlar o gün yemeklerini de Kobaneli çocuklar için pişirmişti. O akşam satılan yemeğin geliri de birlikte kadınların topladığı para 5000 Euro’ya ulaştı. Bu arada Göçmen Kadınlar Birliği Yönetim Kurulu da bu kampanyaya destek verme kararı aldı. Kampanya 30 Ekim’de sona erecek ve toplanan para Kobane ve Suruç’ta ihtiyaç sahibi kadın ve çocuklara ulaştırılacak.
Duyarsız kalamazdık
Kampanyaya destek veren kadınlar düşüncelerini dile getirdiler:
Bahar; Kobane buraya çok uzak ama vicdan sınır tanımaz. Bizler burada ‚neler yapabilir‘ diye düşündük. Dortmund Göçmen Kadınlar Derneği olarak bir miting yaptık. Dayanışmayı daha fazla insana ulaştırmamız gerekiyordu. „Kobane’de IŞİD barbarlığına karşı mücadele eden kadınlarla dayanışmayı nasıl sağlarız, bu işin maddi bir şeye dönüşmesi gerekiyor“ dedik. Çocuklar sınırlarda aç susuz ölüyorlar. Bizler anneyiz, insanım diyen hiç bir kişi buna duyarsız kalamaz diyerek kampanya başlattık. Yüzlerce bildiri dağıtarak ev ev dolaştık. Bazı arkadaşlar sabah çıkıp gece yarısı eve döndüler. İnsanlık dışı IŞİD terörünü teşhir eden bildiriler her arkadaşımızın elindeydi. Temizliğe giden kadınlar kendi gündeliklerini verirken, çocuklar kumbaralarını açtılar.
Sevgi: Ben hayatımda ilk kez böyle bir işin içinde yer aldım. „Bu insanlara benim yardımım nasıl dokunur“ dedim. Kendim Türküm, ama yanıbaşımda komşum katlediliyor, insanlar katlediliyor insanım diyen kimse dayanamaz bu zulme. Vicdanların öldüğü bir dönemi yaşıyoruz. Dünyanın gözü önünde bir soykırım var. Çocuğumla birlikte sabah çıkıp akşam eve döndüm. Kobane buraya çok uzak ama biz de burada her an Kobaneyi yaşıyoruz. Çocuğum kumbarasındaki paranın azlığına üzüldü. „Daha çok göndermem gerekiyor“ diyor. İnsanlığın katledildiği bir dönemde, bizler Kobaneli kadınlarla birlikte insanlığı yaşatacağız…
Renate: Rojova’da ortaya çıkan demokratik yönetime İŞİD saldırıyor. İnsanları katlediyor. Soykırım uyguluyor.
Fatma: Rojova’da, kadınlar söz sahibi, Rojovalı kadınlar şimdi hem yönetiyor, hem savaşıyor. İslam dini üzerinden hareket edenler esas bu değerleri yok etmek istiyorlar. Kobane’ye saldıranların, barbarlık yapanların, insanları yerinden yurdundan edenlerin amacı halklar arasındaki birliği bozmaktır.
Nurten; Kobane’de yaşanan vahşeti kamuoyuna duyurmak zorundayız. Her yer bizim için Kobane olmalı. Parlamentoların önüne yürümeliyiz.
Kobane’de Türkmenler, Kürtler, Araplar, Süryaniler aynı kantonda ortak değerler üzerinden hareket ediyorlar. IŞİD barbarlığına karşı yüreklerinden başka herhangi bir silahları yok. AKP durmadan IŞİD’e yardım ederken, Kobane halkı sınır boylarından aç susuz yaşamaktadır.