Bizim yaşamımız, bizim bedenimiz, bizim kararımız!

 

Projekt2_Layout 1

Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü

Kadına yönelik şiddet, bir insan hakları ihlalidir. Nerede ve hangi nedenle yapılırsa yapılsın! Ama ne yazık ki; kadına yönelik şiddet ürkütücü oranlarda artıyor. Son olarak, Mart 2014’te Avrupa Birliği ülkelerini kapsayan bir araştırma sonuçlarına göre, her üç kadından biri fiziksel ve cinsel şiddete maruz kalıyor. AB’de şiddete maruz kalan kadın sayısı 65 milyon. Almanya’da ise yüzde 35 oranında kadın şiddet mağduru.

Kadın sığınma evleri için ayrılan kaynaklarda yapılan kısıtlamalar, mağdurların durumunu daha da kötüleştiriyor. Şiddete uğrayan kadınlar için danışmanlık hizmeti ve yardım sunan bu kurumlara yönelik kısıtlamalara son verilmeli ve gerekli finansal destek sağlanmalıdır.

Kaynakları toplumsal eşitsizlikte ve dinde yatan gelenek ve gerici değer yargıları asla kabul edilemez. Kadına yönelik şiddet ataerkil gerekçelere sığınılarak haklı gösterilemez. Göçmen kadınlar kendi yaşamlarını belirleme hakkına sahip olmadıkları, gettolara sıkıştırıldıkları ve muhafazakar siyasi kararlar için istismar edildikleri sürece ataerkil yapı ve düşünceler toplumda varolmaya devam edecektir.

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde niceleri gibi katledilen bir kadını daha anmak zorunda kaldık. Kassel’de yaşayan Mehtap Savaşçı, haftalarca kayıp olarak aranmasının ardından bir bahçede ölü olarak bulundu. Kadınların yaşamları ve bedenleri hakkında özgürce karar verme isteklerinin hayatlarına mal olabileceğini bir kez daha gördük. Kadına yönelik şiddet olaylarını soruşturan emniyet ve yargı kurumlarının dosyaları takipliksizlik kararı vererek kapatmalarını kınıyoruz. Bu kararlar alınırken kadınların korktukları için ifade vermeye yanaşmadıkları gözardı ediliyor.

Aile içi şiddet ile mücadele bir kamu görevi olarak görülmelidir. Kadına yönelik şiddetin koşullarını yaratan ve bunu meşru gösteren ataerkil yapı ve düşüncelerle amansız mücadele edilmelidir. Bu yüzden kadının eşit haklar ve kendi yaşamı ve bedeni üzerinde karar verme hakkı için verdiğimiz mücadeleyi sürdüreceğiz:

Kadınlara derhal eşten bağımsız oturma izni verilmelidir!

Şiddet mağduru kadınları koruyan kurumlara sunulan yardımlar ve olanaklar artırılmalıdır!

Göçmen kadınlar için daha fazla koruma, aydınlatma ve danışma hizmeti sağlanmalıdır!

Göçmen kadınlara siyasi katılım hakkı tanınmalıdır!

Açıklamanın pdf datayı için:

25 kasim 2014_Layout 1

,