Zihniyetlerin değişmesi lazım!

hayriye-yerlikaya2Dr. Hayriye Yerlikaya zorla evlilikler konusunu çok yönlü olarak araştırdığı kitabıyla ilgili sorularımızı yanıtladı.

Redaksiyon: Zoraki evlilikler hakkında bir araştırma yaptın. Araştırmanı ve sonuçlarını kısaca özetleyebilir misin?

Hayriye Yerlikaya: Araştırmam zorla evlendirilip Almanya`ya aile birleşimi yoluyla gelen kadınları ve Almanya´da yetişmiş olup zorla evlendirilen kadınları kapsıyor. Niteliksel bir araştırma yapıp, söz konusu kadınların istemedikleri evliliklere hangi baskılara maruz bırakılarak ve neden boyun eğdikleri konusunda veriler elde etmeye çalıştım.Unknown

Peki hangi verileri elde ettin?

Aslında en önemli verinin zoraki evliliklerin ataerkil yapıya sahip ailelerde uygulandığı olduğunu düşünüyorum. Yani kadına söz hakkı vermemekle birlikte, ailenin namusunu omuzlarında taşıyan bir aile mensubu olarak bakan aileler, kız çocuklarını bir an evvel evlendirmek istiyor. Ancak evlenme konusunda da kıza söz hakkı verilmediği için, kiminle evleneceğine dair kararı da aileleri tarafından veriliyor. Ilginç olan bir başka veri de, ailelerin aslında zorla direttikleri evliliklerde çocuğun menfaatine uygun davrandıkları konusundaki yanılgıları. Bunu röportaj yaptığım kadınlar sürekli vurguladılar. Aileler, çocuklarına iyi bir evlilik hazırladıklarını düşünerek ne büyük bir kötülük yaptıklarının farkında olmuyor. Ve zorla gerçekleşmiş olan bu evliliğin çocuklarının hayatına ne denli zarar verdiğini fark ettiklerinde genelde pişmanlık duyup, çocuklarına mutlaka boşanmalarını istediklerini söylüyorlar.

Aydınlatma baştan yapılmalı!

O zaman aileleri baştan aydınlatmak mı gerek? Aynen öyle. Zoraki evlilikleri engellemenin en sağlam yolunun, bilgilendirme kampanyaları olduğuna inanıyorum. Aslında kötü niyetle hareket etmeyen ailelere zorla evlendirilmiş kişilerin yaşadıkları dramları anlatmak ya da göstermek gerek belki. Zoraki evliliklere karşı koyarken, zoraki evliliğe maruz kalan kızları ailelerinden ayırmanın onlara yapılacak büyük bir yanlış olacağı da araştırmamın başka bir verisi çünkü. Aileleri ve tabii ki kızları da nasıl davranmaları gerektiği konusunda bilgilendirmek, çocukları ailelerden uzaklaştırmadan bir çözüm bulma yolu demek. Ataerkil ailelerde çocuklara özgüven, eleştirsel bir bakış açısı ya da kendi ayaklarının üstünde durmak öğretilmiyor. Aksine, aile büyüklerinin sözünün dışına çıkmamak, sadakat ve uysallık öğretiliyor.

Ağızlara sakız olmuş bir entegrasyon problemi!

Oysa ki, Almanya´da zoraki evlilikleri engellemek için başvurulan yöntemlerin bir çoğu, zorla evlendirilecek olan çocuğun ailesinden uzaklaştırılmasını öngörüyor, değil mi?

Evet, ne yazık ki öyle. Alman medyasında zoraki evlilikler artık ağızlara sakız olmuş bir entegrasyon problemi olarak ele alınıyor. Ve sorunun varlığı zaman zaman Almanya`nın Göç yasasını sertleştirilmesi için kötüye kullanılıyor. Örneğin, 2011 senesine kadar eşten bağımsız oturma izni alabilmek için evliliği Almanya´da en az 2 sene sürdürmüş olmak gerekirken, 2011 senesinin Temmuz ayından itibaren artık bu evlilik süresi 3 sene olması gerekiyor. Bu yasa değişimine gerekçe olarak da başka nedenler arasında zoraki evlilikleri engellemek gerekçesi öne sürüldü.

Bir de Ceza Yasası değişti galiba değil mi?

Evet, Temmuz 2011´den beri birini zorla evlendiren ya da birinin zorla evlendirilmesinde katkısı olanlara 5 sene hapis cezasına varan cezalar veriliyor. Ancak Ceza Kanunu`nun 237. maddesini belirlerken Yasa Koyucu ne yazık ki, bilimsel araştırmalar sonucunda değil, medyadan alınan yanlış veeksik bilgiler doğrultusunda hareket etmiştir. Bu yüzden de Ceza Kanunu´nun 237. maddesinin fazla hukuksal oldukları için burada belki açmaya gerek olmayan epeyi eksiklikleri var. Ayrıca daha önce bahsettiğim sadakat konusundaki aldıkları eğitimleri yüzünden söz konusu çocukların gidip aileleri hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını sanmıyorum, bunu var olan istatistikler de böyle gösteriyor zaten.

Bırakalım kendileri evlensinler!

Son olarak zoraki evlilikleri engellemek için hangi yöntemleri önerirsin?

En başta evlendirme zihniyetinin değişmesi gerek. Bunu her fırsatta söylüyorum ve söylemekten bıkmıyorum: çocuklarımızı evlendirmeyelim, bırakalım kendileri evlensin! Zorla evlendirme söz konusu olmasa bile, halk ağızında çocuklar evlendiriliyor, kendileri evlenmiyor. Nikah memurluklarının adı bile „Evlendirme daireleri.“ Bilgilendirme şart. Özellikle ataerkil ailelerin zoraki evliliklerin beraberinde getirdikleri travma, yara ve kişinin sonraki hayatındaki sıkıntıları öğrenmeleri lazım. Bunun dışında çocukların, bilhassa kızların, kendine özgüveni olan, „hayır“ demeye çekinmeyen bireyler olarak yetiştirilmeleri lazım. Özellikle Göçmen Kadınlar Birliği gibi örgütlenmelerde bilinçlendirme ve farkındalık çalışmaları yapılması lazım. Tabii ki zorla evlendirilip Almanya`ya gelen kadınlara yasal kolaylıklar sağlanması, örneğin eşten bağımsız oturma izni verilmesi lazım. Bunlar önerebileceğim yöntemlerden bir kaç tanesi.

Kaynak: Kadın/Frau dergisi sayı 19 2013

,