Almanya‘da 70.000 Kadına Genital Sakatlama

Sevinç Sönmez

Almanya’da genital sakatlamaya maruz kalan kız çocuklarının ve kadınların sayısında büyük bir artış var. Aile Bakanı Giffey, genital sakatlamayı duyan ve bilgi sahibi olanları, kadınlara karşı insan hakları ihlali kapsamına giren bu uygulamayı yapanlar hakkında suç duyurusunda bulunmaya çağırdı.

Kadın genital sakatlama olarak da adlandırılan „kadın genital mütilasyonuna“ (Female Genital Mutilation) maruz kalan kadın ve kız çocuklarının sayısı Almanya‘da 2017 yılında 50.000’ken, 2020‘de 70.000‘e çıktı.

Berlin‘de kamuoyuna sunulan bir araştırmaya göre Almanya‘da 2.800 ile 14.900 kız çocuğunun genital sakatlanma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu tahmin ediliyor. Sayıların gündeme gelmesinde ise iki senaryodan yola çıkılıyor: Düşük olan 2800 sayısı kız çocuklarını artık  genital sakatlamaya maruz etmeyen göçmenleri; 14.900 sayısı ise bu uygulamayı ikinci nesilde de devam ettirenleri ifade ediyor. Genital sakatlama üzerine konuşmanın tabu olarak görülmesi nedeniyle ya da ailelerinin ve genital sakatlamayı yapanların koğuşturmaya uğramasından korkulduğu ve konuşulmadığı için araştırmalar genellikle tahminlere dayanıyor.  

NALA e.V. (Sünnet Değil Eğitim Derneği) Başkanı Fadumo Korn, kadın genital sakatlamasına karşı toplanan 125 bin imzayı Sağlık Bakanı Giffey‘e teslim etti. Çalışmalarının daha çok önlem alma ve caydırıcı niteliği olduğunu açıklayan Korn, anneleri çocuklarını korumaları konusunda güçlendirdiklerini, ancak ailelerle bir araya gelip açık ve net konuşmak da gerektiğitni vurguladı. 

Almanya‘da sayıların artmasının nedeninin kadın genital sakatlamasının geleneksel olarak yaygın olduğu beş ülkeden (Eritre, Somali, Endonezya, Mısır ve Nijerya) gelen sığınmacıların sayısındaki artış olduğu belirtiliyor. Bu ülkelerin yanında Irak‘ta da 2018 yılı verilerine göre 5 ila 49 yaş arasındaki kadınların yüzde 37’sinden fazlası genital sakatlamaya maruz bırakılmış. Uygulama genellikle tatil amaçlı gidilen ülkelerde yapılıyor. Kadın genital sakatlama uygulaması dünya genelinde Afrika’nın 30 ülkesinde, bazı Orta Doğu ülkelerinde ve Asya’da geleneksel olarak uygulanıyor.

Aile Bakanı Giffey yaptığı açıklamada daha dikkatli olunmasını ve haberdar olunan vakalar hakkında suç duyurusunda bulunulmasını istedi. Giffey, uygulamanın bir suç unsuru teşkil ettiğini ve yurtdışında yapılmış olsa da Almanya‘da Alman vatandaşlığının iptali gibi cezai yaptırımlarının olduğunun altını çizdi. Ancak işlem çoğu kez gizli yapıldığı için şimdiye dek hüküm giyenlerin sayısı az. 

Genital sakatlamanın hem fiziksel hem de ruhsal sağlık üzerinde kalıcı etkileri var                                                                                Dünya Sağlık Örgütü (WHO), “tıbbi olmayan nedenlerle kadınların üreme organlarını yaralayan her türlü prosedürü” genital sakatlama kategorisinde değerlendiriyor. Kadınların dış genital bölgesinin kesilmesi ya da çıkarılması anlamına gelen bu insanlık dışı uygulamaya maruz kalan kadınlar hayatları boyunca idrara çıkma, enfeksiyonlar, adet düzensizliği, sezaryenle doğum ve psikolojik olmak üzere ömür boyu süren sağlık sorunları yaşıyorlar. 

Çoğunlukla kişinin istek ve iradesi dışında uygulanıyor                                                                                     Kadın genital sakatlamasının uygulandığı kültürlerde dini inançlar, hijyen konusundaki yanlış bilgiler, bakireliğin korunması, kadını “evlenilesi” kılmak, erkeğin cinsel zevkini artırmak ya da yetişkinliğe geçiş ritueli ve evlenmeden önce yapılması gereken bir ön işlem gibi anlayışlar hakim. Ancak arkaik ve bir insan hakkı ihlali olan bu uygulamanın amacının, kadınların haz için değil, sadece üreme için cinsel ilişkiye girmesine olanak sağlayıp; cinsel özgürlüğünü ortadan kaldırmak olduğu biliniyor. İşlemin yasak olduğu ülkelerde, genellikle bebeklere ve henüz okula başlamamış olan kız çocuklarına yapıldığı için tespit edilmesi de neredeyse imkansız. 

Dünya Sağlık Örgütü‘nün verilerine göre dünya genelinde 200 milyon kadın ve kız çocuğu genital sakatlanmaya maruz kalmış durumda. Bu, her 20 kadın ve kız çocuğundan biri demek. 3 milyon kız çocuğu ise her an genital sakatlanmaya maruz kalma riski altında. BM, her yıl 6 Şubat‘ta „Kadın Sünnetine Karşı Sıfır Tolerans“ başlığı altında bu insan hakları ihlaline dikkat çekiyor.

, ,