Koştura koştura yapıyorum

Bir hastanenin temizlik işinde çalışan F. K. pandemi döneminde yaşadığı sorunları anlatıyor.

Mehriban Özdoğan

İki çocuk annesiyim, biri okuyor ve çalışmak zorundayım. Zaten tek sosyal faaliyetim birkaç saat işe gitmek, geri kalan zamanımda ev işleri, çocuklar. Zaten koronadan önce iş yerlerimizdeki durumlar değişti, daha az zamanda daha çok çalışmaya başladık. İki üç kişinin işini tek başımıza yaptık ve saatimizi de kestiler. Saat ücretleri arttıkça iş saatlerini azalttılar, ama iş aynı kaldı. Ben hastanede temizlik yapıyorum, yıllardır aynı hastanedeyim. Zaten Almancam yeterli olmadığı için yapabileceğim tek iş temizlik. İşimi aslında severek yapıyorum, bir değişiklik oluyor, biraz arkadaşları görüyoruz işte. Birkaç saat evden çıkmış oluyorum. 4 saatlik işim var, ama yetişmiyor. Git gel derken 5-6 saati buluyor. Bir de başkasının yerine çalıştığımda daha uzun çalışmam gerekiyor. 

Korona zamanında her şey çok farklılaştı. İlk zamanlarda maskemiz bile yoktu. Ben korkuyordum, odalara girmek istemiyordum, ama artık alıştık. Bizim hastanede koronadan ölenler oldu, duyuyoruz. Zaten bir de Türk Schwesterler/hemşireler anlatıyor. Şimdi maske ve eldivenle dikkat ederek çalışıyoruz, dışarıdan hasta yakını kabul etmiyorlar ve bizim de çok dikkatli olmamızı istiyorlar, hastaneye korona gelmesin diye. 

Gelelim temizliğe. Benim hep belirli yerlerim var, oraları temizliyorum. Stationları falan, ama artık daha farklı dezenfektan kullanarak ve durmadan kapı kollarını silerek, bezleri daha çok değiştirerek temizlik yapıyoruz. Aslında yetişmiyor, koştura koştura yapıyorum. Senelerdir o hastanedeyim ve öğle saatlerinde çalışıyorum, insanların gelip gittiği saatlerde. Hiç benimle konuşmazlardı. Arada hemşireler, artık tanıdıkları için, bir şeyler derlerdi, yoksa işimi yapıp giderdim. Ama artık en azından orası burası silindi mi? diye soruyorlar. Meğer ne kadar önemliymiş temizlikçiler. 

Arkadaşlarla Pausenraum’da olduğumuz zaman artık gülüyoruz, virüse karşı bir bilim insanları bir de temizlikçiler savaşıyor diye. Temizliğin ne kadar önemli olduğunu anladık artık toplumca. Bir de ücretlerimiz daha fazla olsa. Çok az. Ama işte temizlik işi çok ciddiye alınmıyordu ki. Oysa temizlik olmasa hastalıklar artar, hastaneyi komple kapatırlar, ama onu gören yok, biz temizlikçiler yine de görünmeyenleriz. Korona aslında bize çok şey öğretti, iş yerinde her gün hasta olan insanları görüyordum, ama onlara yaklaşırken korkmuyordum. Şimdi ise görünmez bir şeyden, virüsten korkuyoruz. Biz temizlikçiler de görünmezleriz, patronlar da artık bizden korksun, hakkımızı arayacağımızdan korksun. Artık gözümüz açıldı, istedikleri gibi bizi oradan oraya gönderemezler, yapmam. Anladım ki ben temizlemesem zor durumda kalacak patronum. Çünkü doktorlar, hemşireler vs. işlerini yapamayacaklar ve şikayet edecekler. Patronumuz artık bize baskı yapamaz, çünkü biz kendi değerimizi geç de olsa anladık. Zaten bizim Betriebsrat’ımız var ve çoğumuz sendikaya üyeyiz. Başta ne olduğunu bilmiyordum, ama bu sene onu da öğrendim. 

 

, ,