Almanya’da çalışan kadınların oranı oldukça arttı ama çoğu mini, düşük ücretli ve yarım günlük işlerde çalıştıklarından kadınların çoğu yoksullukla karşı karşıya.
2011 yılında 11 milyon kadın haftalık çalışma süresi 20 saatin altında olan işlerde çalışmaktaydı. Bu, kadınların yüzde 58’inin bu tür işlerde çalıştığı anlamına gelmekteydi. Erkekler arasında kısa süreli işlerde çalışanların oranı da yüzde 20’ye çıktı ama yine de yüzde 20’de kaldı. Erkekler, yarım günlük işlerde çalışmalarına gerekçe olarak tam günlük iş bulamamaları veya okumalarıyla nedenlendirirken kadınların ezici çoğunluğu bunun nedeninin aile içinden birinin (çocuk, eş, yaşlı) bakımını üstlenmeleri olarak açıkladılar. Kadınların hala ev işleri ve yakınlarının/çocuklarının baş sorumlusu olarak görüldüğü, yaşamlarındaki bir değişikliğe bağlı olarak işten ayrılan veya haftalık çalışma süresini düşürenlerin istisnalar dışında tümüyle kadınlar olduğu belirtildi. Almanya’da bile kadınların çalışmalarını, eve ek gelir getirmek olarak değerlendirenlerin oranı oldukça yüksek. Bu nedenle çocuk doğduğunda bakımı otomatikman kadınlar tarafından üstleniliyor ve sonrasında da kadınlar yarım günlük işlerde çalışmayı tercih ediyorlar.
KADINLARIN YAŞAM DURUMLARINA UYGUN ÇALIŞMA BİÇİMİ
Değişik kadın örgütleri, kadınların yaşamda karşılaştıkları durumlar, zorunlulukları ve isteklerine bağlı olarak çalışma sürelerinin ayarlanması, bakım hizmetlerinin tekrar kamulaştırılması, daha fazla anaokulu ve kreş açılmasını talep ettiler.
Almanya, Avrupa ülkeleri arasında erkek ve kadın emekçiler arasında gelir farklılığının en fazla olduğu ülkeler arasında yer alıyor. Kadın işçiler, erkeklerle aynı işi yapmalarına rağmen onlardan yüzde 23 daha az kazanıyorlar. Türkiye kökenli kadın işçilerin önemli bir kesimi düşük ücretli, güvencesiz, yarını olmayan işlerde çalışıyor.Sigortalı, güvenceli işlerde çalışanlarımızın sayısı maalesef çok değil. Kadınlar oturma izni alırken bile türlü bahanelerle karşılaşıyor. Kadına yönelik toplumsal ayrımcılık her alanda devam ediyor.
YAŞLILIKTA YOKSULLUĞA MAHKUM EDİLİYORLAR
Kadınların kısa süreli, düşük ücretli veya mini işlerde çalışmaları kadınlar arasında yoksulluğun yüksek olmasına da yol açıyor. Ev işi, çocuk, hasta ve yaşlı bakımını da üstlenen kadınlar bu işler içiin para almadıkları gibi bu işleri de yapabilmek için yarım gün çalışmayı tercih ediyorlar ve az para kazanıyorlar. Tam gün çalışma olanağına sahip kadınlar da aynı vasıfta olan erkeklere göre oldukça düşük aylık alıyorlar. Bu nedenle yoksulluk manzarasında belirleyici görüntü kadınlardan oluşuyor.
Kadın, genç ve çocuğuna tek başına bakmak yoksulluk tuzağına düşmek anlamına geliyor. Kazandıkları para günlük ihtiyaçlarına yetmeyen bu kadınların özel emeklilik için para ayırmaları imkansız.
Uzun süre evli kaldıktan sonra eşlerinden ayrılan kadınlar büyük mali problemlerle karşı karşıya kalıyorlar. Aileleri için ya işlerinden ayrıldıkları ya da çalışma sürelrini kısalttıklarından emeklilik maaşları çok düşük oluyor. erkek ve kadın emekliler arasındaki maaş farkı ortalama yüzde 59,6.
Eşleri evin ana gelirini kazanan kadınlar, eşlerinin ani ölümü sonrası emeklilik maaşının sadece yüzde 55’ini alıyorlar. Ortalama dul emekliliği batı eyaletlerinde 547, doğu eyaletlerinde ise 572 Euro.