Barış için! Demokrasi için! Dayanışma için!

4528_n

Ankara’da katliam: AKP Hükümeti’nin savaş politikası her gün daha fazla insanın ölümüne yol açıyor.

Barış için! Demokrasi için! Dayanışma için!

10 Ekim 2015 tarihinde sendikaların ve meslek örgütlerinin Ankara’da düzenlediği barış yürüyüşüne yapılan bombalı saldırılar sonucu 128 insan öldü. Yaralıların sayısı 400’ün üzerinde. Türkiye’nin başkenti Ankara’da düzenlenen barış yürüyüşüne DİSK (Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu), KESK (Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu), meslek örgütleri birliği TMMOB (Türk Mühendis ve Mimar Odalar Birliği) ve TTB (Türk Tabipler Birliği) çağrı yapmıştı.

Sendikacıların, kadınların ve gençlerin bu kadar önem verdiği barış ve demokrasi yürüyüşü devletin nefret ve şiddet eylemlerini, faşist çevreleri protesto etmek amacıyla danslar, şarkılar ve atılan sloganlar eşliğinde başladı. 7 Temmuz’da yapılan parlamento seçimlerinden beri AKP hükümeti ve Tayyip Erdoğan kanlı bir savaş politikası izliyor. Sosyal ve politik haklara yapılan saldırılar, Kürt meselesinin kanlı çözümündeki ısrar, farklı düşünen insanların kovuşturulması, kadınlara karşı sistematik bir şiddetin uygulanması, etnik, dini azınlıkların bastırılması, işte bütün bunlar AKP hükümetinin ve Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ın yaptıklarıdır. Toplumun bilinçli bir şekilde AKP taraftarı ya da AKP karşıtı olarak bölünmesi, demokratik muhalefetin her biçimine karşı sağcı-faşist saldırılara olanak sağlayan tehlikeli bir zemin oluşturdu.

Bu nedenden dolayı, sendikaların ve meslek örgütlerinin barış yürüyüşüne çağrı yapması çok büyük bir anlam taşıyordu. AKP hükümetinin ve R.T. Erdoğan’ın savaş politikalarına karşı sendikalar ve meslek örgütleriyle omuz omuza bir eylem planlanmıştı. Değişik etnik kökenlere ve mezheplere sahip kadınların, gençlerin ve erkeklerin bir eylemi olacaktı bu. Türkiye’deki halkların kardeşliği ve barışı için bir kutlama olacaktı. Barış için yükselen sesler, patlatılan iki bombayla parçalandı. Yine barbar bir suikast, bizi, Almanya’da yaşayan kadınları derin bir yasa, derin bir dehşete, derin bir öfkeye boğdu. İş arkadaşlarımız, politik yoldaşlarımız, kadın arkadaşlarımız, annelerimiz, babalarımız ve kız kardeşlerimiz ülke genelinde en yakınlarının ve tanıdıklarının ölümüyle yas tutuyor.

Yasımızın ve öfkemizin büyüklüğü şimdi ülkenin her parçasını kaplıyor. Bir çok yerde protestolar, dayanışma eylemleri yapıldı. Sendikalar ve sivil toplum örgütleri “Yaşamı durduracağız” sloganıyla 12 ve 13 Ekim tarihlerinde genel grev ilan etti. Üniversiteler, okullar boykot edildi. Ülke genelinde kadın inisiyatifleri bu çağrılara katıldı ve protestonun bir parçası oldu. “Öfkeliyiz. Hiç bir şey olmamış gibi yaşamaya devam edemeyiz.(…) Yaşam durmalı. Onu durduracağız. Diyarbakır, Suruç, Cizre, Silopi ve Ankara katliamlarının sorumlusu bir hükümet var başımızda. Bu hükümet, yaptıklarını meşru görüyor. Böyle bir hükümeti istemiyoruz.(…) Dayanılmaz acımıza ve öfkemize rağmen, biz kadınlar barıştan vazgeçmek istemiyoruz. Yaşananları unutmayacağız. (…) Mücadeleden vazgeçmeyeceğiz.” Kadın inisiyatiflerinin 11 Ekim’de barış için yaptığı ortak açıklamada yer alan talepleri ısrarla destekliyoruz.

Almanya Göçmen Kadınlar Birliği’nden kadınlar olarak Ankara’daki korkunç saldırıyı lanetliyor ve sorumlularının açığa çıkarılmasını istiyoruz. Bu çağrı, barış ve demokrasi isteyen herkese yapılmıştır. Bu saldırının politik sorumluluğu tek başına AKP hükümetinindir!

Almanya Göçmen Kadınlar Birliği’nden kadınlar olarak 128 insanın ölümünden dolayı derin bir üzüntü duyuyoruz. Saldırıda yaşamını yitirenlerin yakınlarına başsağlığı dilerken, en geniş dayanışmayı sağlamak istiyoruz. Barış için! Demokrasi için! Dayanışma için!

pdf: PM ankara tr_Layout 1

 

,