Suffragette filmi Almanya’da gösterimde

Einladung_SUFFRAGETTE

Kadınların oy hakkı mücadelesini konu alan Suffragette” filmi Almanya’da da gösterime giriyor. 31 Ocak’ta Berlin’de yapılacak özel gösterim ve Kadın hareketi? Dün- Bugün – Yarın başlıklı  tartışma toplantısının ardından, 4 Şubattan itibaren izleyici ile buluşuyor. Sarah Gavron’un yönettiği, Carey Mulligan, Helena Bonham-Carter, Meryl Streep, Anne Marie Duff, Romola Garai ve Brendan Gleeson’ın rol aldığı “Diren! / Suffragette” filminde oy hakkı kazanmadan kadınlar için daha iyi bir geleceğin mümkün olmayacağını gören Maud’un mücadelesi ve eylemleri anlatılıyor.

Geçtiğimiz ekim ayında Londra Film Festivali’nin açılış filmi olan Suffragette’in (Süfrajet) galası sırasında, kadına yönelik şiddeti protesto eylemi gerçekleştirmişti. Kadınlar İngiltere’deki Muhafazakar Parti hükümetinin kemer sıkma önlemleri yüzünden, şiddete maruz kalan kadınların gidebileceği sığınakların, alabilecekleri konut, para ve hukuk desteğinin iyice azaldığını dile getirmişler, şiddete maruz kalan bütün kadınların destek ve güvenlik hakkı olması gerektiğini ifade etmişlerdi.

SÜFRAJETLERİN HİKAYESİ

Filmin konusu ise şöyle: Maud, yedi yaşından beri hastalık ve iş kazalarının yüksek olduğu bir çamaşırhanede çalışmaktadır. Bir paketi teslim etmeye giderken eylem yapan süfrajetlerin arasında kalan Maud, eylemciler arasında kendisiyle aynı çamaşırhanede çalışan Violet’ı görür. Maud’un harekete olan ilgisini fark eden Violet, onu süfrajet hareketine ve oy haklarını savunmaya ikna etmeye çalışır. Tüm risklerin farkında olan Maud, oy hakkını kazanmadan kadınlar için iyi bir gelecek olmayacağını anladığında, ilham verici bir lider olan kimyager Edith ile tanışır ve hareketin içine daha fazla girer. Bundan sonra süfrajetlerin içinde hem sözcülük yapması hem de eylemlerde ön plana çıkması nedeniyle göze batan Maud, bir gösteriden sonra tutuklanır ve bir hafta boyunca hapiste kalır. Bu travmatik deneyim boyunca tanıştığı süfrajetlerin adanmışlığı onu hem ürkütür, hem de hayran bırakır. Kendini hareketten ne kadar uzak tutmaya çalışsa da, bu adaletsizliğe karşı duyduğu öfke, onu hareketin içine daha çok çekip hareketin lideri olan Emmeline Pankhurst ile tanışmaya dek götürür.

 

,