Irkçılığa karşı omuz omuza!

Aralarında ırkçı AfD partisinden üst düzey yöneticilerin, Neonazilerin ve aşırı sağcı zenginlerin de bulunduğu bir grubun kasım ayı sonunda gizli toplantı düzenledikleri ortaya çıkmasının yankıları öfke seline dönüşüyor. 

Milyonlarca göçmenin ve göç kökenli Alman vatandaşının Almanya’dan nasıl sınır dışı edilebileceği, “geriye göçün” (“Remigration”) nasıl organize edilebileceğini tartışan ve somut planlar yapan bu ırkçı gruba karşı, Almanya’nın birçok şehrinde on binlerce insan sokağa çıkıyor, yerli ve göçmenlerin birlikte yaşamını savunuyor.

Alman işçi ve emekçilerinin, kadın ve erkeklerin, genç ve yaşlıların çoğunluğu bu eylemlere, Nazi döneminin kahredici sonuçlarını unutmadıklarını, bu gelişmelere karşı susmayacaklarını – susarlarsa bir gün sıranın onlara da geleceğini bildiklerini ortaya koyarak katılıyorlar. . Bizler de yaşam merkezi olarak belirlediğimiz Almanya’da  meydanı, ırkçılara, faşistlere bırakmayacağımızı eylemlerde yer alarak göstermeliyiz.

Irkçılık ve ayrımcılığın zemini hazır…

Öncesi bir yana Korona salgınından bu yana gelişmelere baktığımızda ırkçı, ayrımcı ve faşist parti ve gruplara zemin hazırlayan gelişmeleri görmemek mümkün değil: Korona salgınında “hastanelerde yeterli sayıda yatak yok” diyen hükümet partileri “sağlık reformlarıyla” onlarca hastaneyi kapattılar. 2024 yılında 100’den fazla hastane iflasın eşiğinde.

Başta kadınların ve çocukların etkilendiği sosyal alanda geniş çaplı kesintilere giden SPD/Yeşiller/FDP hükümeti, sosyal yardımları en fazla göçmenlerin aldığını ileri sürerek AfD gibi partilere zemin hazırladı. Başbakan Olaf Scholz, ırkçıların yaptığı gizli toplantıdan birkaç gün önce Spiegel dergisine verdiği bir demeçte, “Almanya’da kalma hakkı olmayanları artık büyük çapta sınır dışı etmeliyiz” ve “Daha fazla ve daha hızlı sınır dışı etmeliyiz” sözlerini sarfetti.

Başbakanın böyle söylemesinden birkaç gün sonra ırkçı grup ve kişilerin toplanarak, “büyük çapta sınır dışı planları” yapması kimseyi şaşırtmamalı!

Diğer yandan mahkeme tarafından “faşist” olduğu tescil edilen AfD yöneticisi ve eyalet milletvekili Björn Höcke’nin beş yıl önce yayınlanan kitabında, “entegre olamayan göçmenlerin ülkelerine geri gönderilmesi için büyük ölçekli geriye göç projesinden” söz ettiği biliniyor! Höcke kitabında açıktan, “insani sıkıntıların ve nahoş sahnelerin her zaman önlenemeyeceği, iyi ayarlanmış zalimlik politikası” uygulayacaklarını ilan ediyordu! 

İnsanlık suçu işlemeye çağrı yapılan bu kitap hakkında bir dava bile açılmaması, federal ve eyalet hükümetlerindeki politikacıların, yapılan gizli toplantının ortaya çıkmasından sonra “şoke olduk” açıklamalarının ne kadar inandırıcı olduğunu ortaya koyuyor.

Ortak yaşam için ortak mücadele!

Göçmen Kadınlar Birliği olarak, kökenlerinden bağımsız olarak bütün insanların, karşılıklı sevgi ve saygı temelinde ortak yaşamlarının mümkün olduğunu düşünüyoruz. Ve bunun yaşamın bütün alanlarında gerçekleşmesi için demokrasinden ve eşit haklardan yana bütün herkesle birlikte mücadele ediyoruz.

Bütün göçmenleri, önümüzdeki günlerde ve haftalar için çağrısı yapılan gösteri ve mitinglere katılmaya çağırıyoruz. Gösterilerin güçlü geçmesi için komşularımızı, iş arkadaşlarımızı ve diğer dostlarımızı da katılmaya çağıralım.

#Irkçılık #Almanya

#AfD

#Dayanışma