10 yıldır birlikte…

10 yıldır birlikte çaba veriyoruz. Daha güzel bir güne uyanmak, köhnemiş alışkanlıkların girdabından çıkmak, insanı insana düşman, kadını erkeğe , işçiyi patrona köle eden herşeyle hiç durmadan hesaplaşmak için. Önyargıları parçalayıp atmak, ayrımcılıkla mücadele etmek için. Savaşın vahşetini, barışın, ah o güzel günlerin, kardeşçe bir yaşamın mümkün olduğunu anlatmak için.

503043-beton-delen-2Hayır karamsar değiliz. Sadece zor günler geçiriyoruz. Olup bitenlere tanık olmak bile yetip artıyor. Sevdiklerimizin, yakınlarımızın, barış için bir araya gelenlerin çığlıklarına tanık oluyoruz. Çocukların gülüşlerinin çalındığına, gençlerin hayallerinin toz duman edildiğine. İnsanların mavi bir gökyüzü için yollara düşmesine, yahut orada ya da burada gözünü kin bürüyüp nefreti körükleyenlere…

Sonra gözlerimiz yaşlı da olsa, terliklerimizi sürümekten vazgeçip, omuzlarımıza düşen hırkalarımızdan kurtulup, bir umudu büyütmek için verdiğimiz çabaya öfkemizi katık ediyoruz.

Duyup da duymazdan, bilip de bilmezden, görüp de görmezden gelenlere inat, duymayanlara, bilmeyenlere, görmeyenlere anlatmak için daha da hırslanıyoruz.

10 yıl önce bir söz vermiştik kendimize. Haksızlıklara, şiddete, yoksulluğa, savaşlara, sömürüye karşı çıkmak için. Sonra yanımızdaki, yakınımızdaki kadınlara ulaşmak için. Kadınları ikincil gören her türlü anlayışa sabrımızın olmadığını göstermek için. Geleneksel rolleri alt üst etmek, bize dayatılanlara hayır demek için.

Geçen süre zarfında adımlar attık, buluştuk, dayanıştık, örgütlendik, 10 yıl önce verdiğimiz söze, sözünü katanlarla büyüdük, bazen az bazen uz gittik. Bazen sorunlar yaşadık, daha iyisini yapmak isterken elimizdekini bozduk, bazen işimizin ağırlığı, çocuklarımızın sorumluluğu, bitmeyen ev işlerine dayanamayıp yorulduk. Ama sonra hep verdiğimiz sözü hatırladık.

Dünyanın dört bir tarafında hakları için mücadele eden kadınların seslerini duyduk, duyurduk, sokaklara çıkanların sloganlarına eşlik ettik. Savaşların, doğal felaketlerin, kar hırsının, yarattığı yaraları sarmanın, acıları paylaşmanın bir arada olursak mümkün olacağını söyledik. Bangladeş’te yanan tekstil işçisi kadınlarla da, Türkiye’de devlet şiddetinin öldürdüğü ve buna karşı mücadele eden kadınlarla da, Nijerya’da, Suriye’de kaçırılan, tecavüz edilen kadınlarla da, Rojava’da direnen kadınlarla da bu duygularla dayanıştık.

Ücretin en düşüğüne, işin en ağırına bakmadan çalışmak zorunda kalışımıza karşı daha iyi iş, daha iyi ücretler için yürüdük. Bazen kadınları aşağılayan bir haber için, bazen panoları dolduran cinsiyetçi reklamlar için sesimizi yükselttik. Sonra istasyonlarda çok uzaklardan gelen insanlara bir tas çorba, bir battaniye uzatanların arasında olduk.

Biz bunları yaparken, kahkahalarımıza bile dayanamayanlara, kadının yerinin evi olduğunu söyleyenlere, anneliği kutsayanlara, ücretin daha düşüğünü bize layık görenlere, kin ve nefret kusanlara, tank top tüfek satıp sonra timsah gözyaşı dökenlere rastladık. Bizi birbirimize düşürmeye çalışanlara, ayrımcılıktan fayda umanlara ve sorunlarımızın katlanarak artmasına tanık olduk.

Ama bir söz vermiştik kendimize bu yüzden 10 yıldır her sabah aynı düşe, aynı sevdaya uyandık. Geceleri aynı kabusları gördük, ama bir söz vermiştik kendimize umudumuzu hiç yitirmedik.

Göçmen Kadınlar Birliği 10. Yılını kutlarken çalışmalarımıza katılan bütün kadınları selamlıyor. Eşitlik ve özgürlük için bütün kadınları umudu büyütmeye, harekete geçmeye, mücadeleye katılmaya çağırıyor. Bir de „bir kadın kendini doğurabilir isterse“ dizelerini de anımsatarak sözlerimize ortak olmaya…

 

Pelin Şener

GKB YK üyesi.

 

,